Milletvekili seçimleri olur, aday adayısınız.
Yerel seçimler olur, yine aday adayısınız.
İl ve ilçe seçimleri olur, yine sizler.
Aday adaylığını adeta meslek haline getirmişsiniz maalesef.
Nerede hangi seçim varsa hep aynı kişiler.
Adeta kadrolu aday olmuşlar.
Utanmasalar, apartmanların yönetim seçimlerine dahi gelip aday adayıyız diyecekler.
Seçim dönemlerinde aday adayları listelerine bakın, hep aynı isimleri görürsünüz.
Aday gösterilmeyeceklerini bile bile aday adayı olurlar.
Onlar da bilir, bir şehri veya ülkeyi yönetmede söz sahibi olabilecek kapasitede olmadıklarını.
Ama, paraları çok ya.
Yatırıyorlar parasını aday adayıyım diyorlar.
Sonra mı, sağda solda ben şu partiden milletvekili adayıydım, ben bu partiden belediye başkan aday adayıydım havası atacaklar.
Aslında aynanın karşısına geçip de, “Ben kimim” diye sorsalar, bir daha aday olmazlar.
Dertleri de zaten aday gösterilmek veya seçilmek değil.
Reklamlarını yapmak.
Güzel iş aslında.
20-30 bin lirayı ödüyorsun, birkaç sözde gazeteciye de “harçlık” verdin mi herkes seni tanıyor.
Tabi ki, çok iyi insanlar olabilirler, çevrelerinde de sevilebilirler.
Ama bir kenti veya ülkeyi yönetmek kolay iş mi?
Bırakın hak eden yönetsin.
Parası olan değil, planı projesi olan, kapasitesi olan yönetsin. Ama yok ille de adayım diyorlar.
Kadrolu aday mı olur demeyin. Kadrolu belediye başkan yardımcısı falan oluyor da kadrolu aday niye olmasın?
Bilen bilir ama bilmeyen için tekrar anlatayım. Siirt’te ne zaman seçim arefesine girilse kendini göstermeye çalışan aslında öyle bir niyeti olmayan onlarca adam türüyor. Ne tesadüf ki hep aynı isimler.
Seçilirler mi? Aday olamayacaklarını zaten biliyorlar ama her seçim aynı yerde aynı saatte şovlarını yapıyorlar. Amaç ne peki? Kimisi koltuğunu sağlamlaştırmak, kimisi göze girmek, kimisi de ilerde belki işime yarar kapılar açılır diye sıraya giriyor.
Ama bu defa listede eksik var. Çekinip gelemeyen, aday olmayanları yok yazmaları lazım.
Sahi nerde bunlar?
Niye bu seçim göremedik?
İşleri mi vardı?
Fırsat mı bulamadılar?
Yoksa neme lazım bu seçim bi sessiz kalalım mı dediler?
Bazı adaylar da Siirt’ten umudu kesmiş olmalı ki gidip İstanbul ve farklı illerden aday oldu.
Ne oldu ne bitti bilmiyorum ama ben en çok birinin aday olmamasına üzüldüm. Oysa yıllardır kendine yapmadığı pr çalışması kalmamıştı.
Eline poşet yanına yaverini alıp kapı kapı gezen adama nasıl olur da adaylık vermezler diye düşündüm durdum.
Neyse üzülmesin aday olmadı ama olanlardan birinin belediye başkan yardımcılığı koltuğu ona kaldı.
Hem belki ilerde belediyeye başkan bile yaparlar.
Kadrolu Başkan!
Memlekette hangi müdürlük boşalsa akla ilk gelen bir isim var.
Öyle yetenekli ki yeri gelir basına bakar yeri gelir kültüre. Lazım olur al belediyeyi yönet bile derler.
On parmakta on marifet derler ya.
Hah işte o kişi.
İsim verip kendisine reklam yapmak istemem ama memlekette bu kadar yetenekli tek kişi var zaten.
Her konuda uzman.
Ama en çok siyasette!
Gençlik kollarından gelmiş, kadrolu müdür, başkan.
Kimse görmez demesinler. Her şeyi herkes görüyor aslında.
Bu yüzden benim bir önerim var:
Bu kadar üstün yetenekli adamın peşinden gidelim.
Şayet adayın kim olduğunu merak ediyorsanız bu adama bakalım.
Siyaset uzmanı olduğu için hangi aday adayına yanaşıyorsa vekil kesin odur.
Çünkü şahıslar gelir geçer bu siyaset uzmanı pek yetenekli başkanın koltuğu sabit kalır. Kalması lazımdır.
Bir sonraki seçimde görüşmek üzere…
????????????