24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nde uzun yıllardır gazetecilik mesleğini sürdüren İzzettin İçin ile yerel basını konuştuk. İçin, “Yerel basını güçlendirdiğimizde, demokrasimizi de güçlendirmiş oluruz” dedi.
Türkiye’de gazeteciler, ciddi baskılarla karşı karşıya kalıyor. Özellikle de yerel gazetecilik yapanlar özgür bir şekilde çalışmakta zorlanıyor. Özellikle son zamanlarda artan enflasyon yerel gazetecilerin reklam gelirlerini kısıtlıyor. Bu da bürokrasiye bağımlılığı beraberinde getirerek nitelikli gazeteciliğin önünü tıkıyor.
Yerel basının yaşadığı bu sorunları yaklaşık 40 yıldır gazetecilik mesleğini sürdüren İzzettin İçin ile konuştuk. İçin, gerçek gazeteciliğin eleştiri kültüründen beslendiğini vurguladı.
24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nün basının toplumsal işlevini hatırlatma ve gözden geçirme fırsatı sündüğünü belirten İçin, “Bu özel günde, birçok yetkili ve bürokrat, basının önemini vurgulayan mesajlar yayımlar. Ancak bu mesajlar genellikle bir noktayı göz ardı eder: Gerçek gazetecilik, eleştiriyi kabul etmeyi ve bu eleştirilerden ders almayı gerektirir” dedi.
“Yapıcı Eleştiri Hem Gazeteciliği Hem Bürokrasiyi Geliştirir”
Basın tarafından yapılan eleştirilerin kişisel bir saldırı olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan İçin, “Basının bir köşe taşı olduğu gerçeği, pek çok bürokratın gözünden kaçmaktadır. Yapılan eleştiriler, kişisel bir saldırı olarak algılandığında, özellikle yerel basın için tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Gazetecilik, halkın sesi olma görevini üstlenmiştir; bu rol, bürokratlara yapılan bir eleştiri değil, yürütülen politikalar ve uygulamalar üzerinden yönlendirilmiştir. Bu çerçevede eleştirilerin yapıcı olması, hem gazeteciliğin hem de bürokrasinin gelişimi için önemlidir” diye konuştu.
“Maddi Sıkıntılar, Nitelikli İçerik Üretimini Zorlaştırmakta”
Yerel basının maddi sıkıntılar yaşamasının gazeteciliğin kalitesini düşürdüğünü ifade eden İçin, Yerel basının karşılaştığı maddi zorluklar, bu bağlamda dikkate değerdir. Özellikle son yıllarda artan dijital medya etkisi, birçok yerel gazeteyi reklam gelirleriyle idame etme konusunda sıkıntıya sokmuştur. Yerel gazeteler, sadece toplumsal olayları haber yapmakla kalmayıp aynı zamanda yerel kültürü, sanatı ve toplumun sosyal dinamiklerini de gözler önüne serer. Ancak maddi sıkıntılar, nitelikli içerik üretimini zorlaştırmakta, bu da gazetecilik kalitesini düşürmektedir” dedi.
Yerel basının güçlendirilmesinin önemine dikkat çeken İçin, “Bu noktada yerel basının güçlendirilmesi, hem topluma hem de bürokrasiye önemli bir sorumluluk yükler. Yerel gazetelerin desteklenmesi, bürokratların yalnızca genel mesajlar vermesiyle sınırlı kalmamalıdır. Onlar aynı zamanda basın mensuplarının işlerini yapabilmeleri adına alan tanımalı, kaynak sağlamalı ve iletişim kanallarını açık tutmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Yerel Basını Güçlendirdiğimizde, Demokrasimizi de Güçlendirmiş Oluruz”
Basının güçlenmesinin demokrasiye katkı sunduğunu belirten İçin, “Gazetecilik-bürokrasi ilişkisinin sağlıklı bir şekilde yürümesi, her iki tarafın da karşılıklı anlayışa dayanan bir iletişim kurmasıyla mümkün olacaktır. Eleştiriler, kişisel bir saldırı olarak değil, bir gelişim ve iyileşme aracı olarak görülmelidir. Yerel basını güçlendirdiğimizde, demokrasimizi de güçlendirmiş oluruz; bu da toplumun genelinin faydasına bir gelişme sağlayacaktır. 24 Temmuz Gazeteciler Bayramı, bu anlayışın yaygınlaştırılması için bir fırsat olmalıdır. Bütün gazetecilerin bayramını tebrik ediyoruz” dedi.