Uzunca bir aradan sonra yeniden merhabalar, köşemize geri döndüğümüze göre uzunca zamandır herkesin kafasındaki o soruyu irdeleyerek başlayalım mı?
Geçtiğimiz aylarda yapılan genel seçimlerin gündemimizden düştüğü şu günlerde bizi yeniden bir seçim bekliyor. Zaten 5 yılda bir sandığa gittiğimiz, eee haliyle 5 yılda bir aklımıza gelen o konuları hazır seçim zamanı gelmişken ele alalım.
Şimdilerde aday kim olacak, şehri kim yönetecek, gelen gideni aratacak mı diye sorup duruyoruz.
Aday seçmekte pek mahir olduğumuz söylenemez. Siirt’in son yıllardaki karnesini göz önünde bulundurunca bu zaten açıkça ortaya çıkıyor. Kimi seçtiysek hemen ardından bin pişman olduk. Birisi de çıkıp “hay elinize sağlık seçildiğiniz dönemden bu yana pek başarılı işler yaptınız” demedi, diyemedi. Yanlışıyla doğrusuyla bunca seçim şehre zarar verenleri gördükçe, bir kez daha aynı hataları yapmadan önce ‘ben demiştim’ diyebilmek için şuraya birkaç not düşmek istedim.
Özellikle kentte işsizlik sorunu başta olmak üzere birçok sorunla karşı karşıyayken, diğer şehirlere göre son derece geri kalmışken bunları gündeme getirmek, yeni projeler üretmesi için meclise gönderdiğimiz bir vekile dikkat çekmek isterim.
Öncelikle her ne düşüncede olursak olalım halkın seçtiği, millet meclisimize giden kişilerle ilgili çok uç yorumlar yapmayı kendime yakıştırmıyorum. Ama değinmeden de işimi yapmamış oluyorum. Bizleri temsil etmesi beklenen, vekili olduğu şehrin sorunlarını gündeme getirmesini beklediğimiz bir vekil çıkıp meclis kürsüsünde dua okuyup inince doğrusu üzüldüm. Memleketim adına üzüldüm.
Seçim döneminde bile neredeyse hiçbir projesinden bahsetmeyen (ki muhtemelen hiçbir projesi olmayan) vekilin ağzından dua dışında bir şey maalesef duyamadık. İnancını anlıyorum, buna kimsenin bir itirazı olacağını da düşünmüyorum ama bizleri ileriye taşımasını, bizlerin meselelerini kürsülerde dile getirmesini beklediğimiz kişinin bunların hiçbirini yapmaması sadece benim dikkatimi çekmemiştir heralde. Dua etmenin yeri veya zamanı yoktur elbette ama kürsüde sadece bunu görünce içimden şöyle bir “keşke sayın vekili milletvekili değil Diyanet İşleri Başkanı yapsalardı” dedim. Yapamıyorlarsa hiç olmazsa bari bi müftülüğü hak etmişti. Hadi oda olmadı bir camide imamlık hiç de fena olmazdı. Bana sorarsanız çok da yakışırdı.
Uzun lafın kısası şehrini konuşamayacak, şehrine iyiliği dokunmayacak, Siirt için politika üretemeyecek kişileri yine bizler kendi elimizde gönderdiğimiz için bu saatten sonra kimse kusura bakmasın elimizi anca semaya kaldırırız!
Bu örneği sadece bir kişi üzerinden vermek elbette haksızlık olur. Biz fabrikalar açacağız, kaplıcalar yapacağız diyenleri de gördük, yollar yapacağız, trenler getireceğiz diyenleri de. Bir öncekilerin de meclis kürsüsüne çıktığını çok nadir görünce hepimiz hayrete kapılmıştık hatırlarsanız. Aaa bizim bu vekilimiz de kürsüye çıkabiliyormuş diyerek haberler bile yapılmıştı. ‘Pek muhterem vekilimiz millet meclisinde söz aldı’ başlıklarını arşivlerden açıp görebilirsiniz. Gelen gideni aratır mı bilmem ama bu saatten sonra şehrin bolca duaya ihtiyacı olduğu kesin. Bir kurtarıcı beklemenin lüzumu yok. İşimiz Allah’a kaldıysa oturup bizler de dua etmeyip ne yapalım?
Hazır dua ediyorken bir dua da yeni seçilecek belediye başkanına etmezsek ayıp olmaz mı?
Geçmişimizden ders alarak, bu şehre bir damla suyu bile getirmekten aciz olanlara bizi muhtaç etme Allah’ım.
Kim gelirse gelsin sadece çevresine değil tüm şehre fayda sağlamasını nasip et Allah’ım.
Bizlere dürüst, ahlaklı, vizyonlu yöneticiler nasip et. Yandaşına değil herkese eşit yaklaşanları görmeyi nasip et. Onları para uğruna, oy uğruna yanlış yapmaktan koru, doğru yoldan ayırma Allah’ım.
Seçerek yapamıyoruz belli ki, en azından hep birlikte dua ederek belki başarırız. Aksi takdirde son duamız Siirt’e Fatiha okumak olur!