İzzettin İçin

VE BİR GENCİN FERYADI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir gencin hatıratını okumak ister misiniz?                                                                    

Ben kendimi hatırlayalı,  yani 6–7 yaşlarından itibaren hep büyükler tarafından birileri bana örnek gösterildi.  Şunun gibi olmalısın… Bunun gibi böyle yapmalısın…

Okula başladım. Yine aynı hikâye… Mutlaka sınıf geçmelisin, bak şunun oğlu, bunun kızı hep takdir veya teşekkür alıyor. Sen niye almıyorsun?                                                                       

Teşvik iyi ama yarış atı gibi değil…                                                                                             

İlköğretim böyle geçti. Sıra liseye gelince bu baskı daha da arttı. Son sınıfta dayanılmaz bir hal almıştı.                                                                                               

Artık evde, çevrede,   kısaca her yerde,  sınavlardan başka bir konu yoktu. Öyle hale geldik ki, sanki sınavı kazanmamak dünyanın sonu olacaktı. Hele anne ve babam için, diğer insanların yanında kazanamamış bir çocuğun babası ve annesi olmak rezaletin ta kendisi olacaktı.

Ama sıkı bir çalışma ve dershane desteğiyle kazandım. Bu kez gurbette 4–5 yıl çileli bir yüksekokul hayatı, maddi sıkıntılar… Bu yılları bilen bilir…

Fakat nasıl olduysa o yıllar da geçmişti. Artık mezun olmuştum ve ben bir mühendis idim. Bu heyecanla döndüm. Kafamda,  önümdeki yıllarla ilgili büyük hayaller vardı.             

Ancak,  birkaç ay beklediğim ve her yere başvurduğum halde iş bulamıyordum… Evet,  şöyle mühendislik yapacak, etrafa caka atacak iş bulamıyordum.

Daha sonraki aylarda artık benim de ayaklarım daha iyi yere basıyordu. Hayatı ve esas gerçekleri tanımaya başlamıştım. Bu arada, gerçek hayatın okulda öğretilemediğini de öğrenmiş oldum.

Artık böyle havalı da değil… Normal bir işi de kabul edebilirdim. Ama maalesef o da görünmüyordu.  İki yıl sonra ise, herhangi bir iş yerinde,   çok az bir ücretle çalışmaya bile razı olacak hale gelmiştim. Yani bir yerde çırak gibi…

Geçen geçti… Askerlik de yaptım. Şimdi yaşım 27 ye dayanıyor.

Evlenip bir yuva sahibi olmak artık benim için hayal…

Asgari ücretle bile iş bulmak mümkün olmuyor…

Geçirdiğim yıllar film şeridi gibi geçti. Sanki her şeyi unutmuş, sadece ders çalışıyordum.  Ne hayallerim vardı. Her şeye bunun için katlanmıştım zaten…

Kendi kendime soruyorum… O kadar emek, sıkıntı, yorgunluk, masraf şu anda bulunduğum duruma gelmek için mi idi?

Hayattan hiçbir beklentim kalmadı…

Yine düşünüyorum… Acaba o yıllarda sınavı kazanamayanlar şimdi ne durumdadır? Benden daha kötü durumda olabilirler mi? İnanın çok merak ediyorum.

Peki,  hiçbir şey yapmasaydım, şimdiki durumdan daha kötü olabilir miydim?

Bilemiyorum…

Bilen varsa lütfen söylesin.

Gençlerin feryadı bu… Acaba bilen, duyan var mı?

Hey!  Orada kimse yok mu?

VE BİR GENCİN FERYADI

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

NE Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!