İzzettin İçin

NE KADAR BÜYÜKSÜNÜZ?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Genellikle her insan kendisini büyük kabul eder veya büyük olmak ister. Ancak büyüklük öyle demekle olmuyor. Büyük olmak için büyük şeyler yapmak gerekiyor.
Bir gece,  geç saatte annem hastalandı. Bütün aramalarımıza rağmen taksi bulamadık. Çaresiz sırtımızda aşağıya indirmeye çalışırken,  bir komşumuzun pijamalı haliyle merdivenleri ikişer ikişer indiğini ve hemen araba getirin diye bize seslendiğini gördüm. Komşumuzun yardımı sayesinde annemi zamanında hastaneye yetiştirmiş ve gerekli müdahaleler zamanında yapılmıştı.

Ey komşum, ne kadar büyüksün?
Tek erkek çocuğu vardı. El bebe gül bebe büyütmüştü. Zamanı gelince de askere yolladı. Teskeresine bir hafta kala şehit olduğu haberi geldi. Bütün acısını içine gömdü ve ağlamadı. Cenazesinde; “şehit babası olmaktan gurur duyuyorum” diyordu.
Ey baba, ne kadar büyüksün?
Ahmet, ekonomik yönden orta halli sayılırdı. Buna rağmen, fakir ve kalabalık bir aileye sahip olan kardeşinin ev kirasının bir kısmını her ay düzenli olarak ödüyordu.
Ahmet, ne kadar büyüksün?
Hasan, mahalle arkadaşı Ali’yi çok seviyordu. Daha sonra, okulu da birlikte okudular. Hasan’ın babası, fakir olduğu için oğluna harçlık veremiyordu. Bu yüzden Ali, kendi harçlığını devamlı kendisiyle paylaşıyordu. Defterlerini, kalemlerini ve hatta elbiselerini bile paylaştığı çok olmuştur. Lise sıralarında Ali’nin babasının tayini başka ile çıktı ve ayrıldılar. O günkü imkânlarla görüşmek mümkün olmadı. Hasan okulu bitirmiş, iyi bir işe girmişti. Ali’yi bulmak istiyordu. Aradı ve sonunda buldu. Ali, depremde her şeyini kaybetmişti. İşi de yoktu. Hasan, O’nu teselli etti ve dedi ki; “Ali, şimdi sıra bende. Hadi gidelim.’
Hasan, ne kadar büyüksün?
Murat, yatalak olan babasını hiç üzmedi. Her akşam gelir, altını temizler, yemeğini verir ve bir emri olup olmadığını sorardı. Babasının sadece dudakları hafifçe oynardı. Murat ta; “âmin” derdi. Hanımı, ne dediği biliyor musun diye sorduğunda; “Evet, bize dua ediyor ve ben de âmin diyorum” derdi.
Murat, seksen yaşlarında hastalandı. Son günlerinde, çocukları ve torunlarının kendisine hizmet etmek için yarışa girdiğini görüyordu.
Murat, ne kadar büyüksün?
Böyle bir milletin bir ferdi olmaktan şeref duyuyorum.
Ey milletim, ne kadar büyüksün?
Hayatımda, böyle bir şey olmadı diyenlere sormak gerekir;
Siz ne için yaşadınız?
Sadece kendisini düşünen, kendi kadar büyüktür.
Çevresini düşünen, çevresi kadar büyüktür.
İnsanlığı düşünen ise insanlık kadar büyük olur.
Sahi, az daha sormayı unutuyordum;
Siz ne kadar büyüksünüz?

NE KADAR BÜYÜKSÜNÜZ?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

NE Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!