Herkese Merhaba,
Bu hafta karşınıza toplumumuzun, evlilik yapılanmasında çok önemli bir unsur olan “Evlilikte Üçüncü Kişiler Sorunsalı” konulu metin ile geldim. Umuyorum ki sizlere, bir nebze de olsa fayda sağlayabilirim. Keyifli okumalar diliyorum.
Evlilikte Üçüncü Kişiler Kimler?
Her iki tarafında;
- Anne ve Babaları
- Akrabaları
- Arkadaşları
- Dostları
- Komşuları
Sevgili okuyucular, bir evlilik yapılırken, her ne kadar bu evlilik birliği, iki kişi arasında yapılıyor gibi gözükse de ülkemiz gibi geleneksel özellikler taşıyan toplumlarda, başta her iki tarafında büyükleri olmak üzere diğer unsurlarla da doğrudan zorunlu bir bağ kurulur. Dolayısıyla evlilik ilişkisi içerisindeki kadın ve erkek kendi iradeleri dışında davrandığı takdirde araya bahsettiğim bu unsurlar, girmeye başlar. Çünkü evlilikte olması gereken sınırı, sizler kaldırmış oluyorsunuz. Böylece karşı taraftaki kişiler de ilişkiye dâhil olmayı kendisinde hak görmeye başlar ve evlilikteki sınır ihlali, dışardan yapılacak müdahalelere kapı aralar. Yapılan bu müdahaleler, çiftlerin arasında var olan irili ufaklı problemlerin, daha fazla büyümesine ve başka boyutlara ulaşmasına sebep olur. Hâlbuki evlilik ilişkisi özeldir ve evin içerisinde olan her şey sadece evlilik ilişkisini sürdüren, iki kişiyi ilgilendirmektedir.
Kendisini tamamlayamamış, kadın veya erkeğin; anne, baba, abi ve kız kardeş gibi aile üyelerine bağımlılığı, çiftler arasındaki ilişkiyi yıpratarak, evliliğin bitmesine ya da mutsuz bir evliliğin sürdürülmesine yol açmaktadır.
Evlilikteki problemlerin çözümü, üçüncü kişilerde değil yine evlilik ilişkisini sürdüren kadın ve erkeğin, birlikte sorunları üzerine yoğunlaşarak, konuşmalarında yatmaktadır. Çiftlerin, bunu yapmak yerine aralarındaki sorunları, üçüncü kişilere anlatmaları ve onların yardımını beklemeleri, çözümden çok çözümsüzlüğü getirmektedir.
Sağlıklı Bir Evlilikte Çiftler Nasıl Bir Tutum Sergilemeli;
- Öncelikle sorunlar, konuşularak, çözüme kavuşturulmalıdır. Şöyle ki; “Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış” misali susularak ya da başı kuma gömerek, var olan problemi yok saymak ile hiçbir çözüme ulaşılmaz.
- Eşler ile aile arasındaki konuşmaların getirilip, götürülme davranışına engel olunmalı ve aile bireyleri arasındaki dengeyi korumalıyız.
- Eş ile anne ve babayı karşılaştırmaktan uzak durmalıyız. Şöyle ki; “Annemin yemeği daha güzel”; “Annem senden daha tutumlu” veya “Babam senin gibi değil, babam evcimen ve sorumluluğunu bilen biri” tarzında yapılan söylemlerle eşinizi, kendi aile bireylerinize karşı kışkırtabilecek, söz ve davranışlardan kaçınılmalıdır.
- Çiftlerin arasında geçen ve çiftler arasında kalması gereken, özel durumlar (cinsel yaşam ve sorunları) dışarıya aktarılmamalıdır. Çiftler, sorunu çözemediği takdirde bir uzmandan destek almalıdır.
- Ekonomik ve kültürel şartları zorlayarak, partnerinizi zora
sokmamalı, maddi ve manevi tahribata sebebiyet vermemeliyiz.
- Kendi evliliğiniz ile başka bir ev evliliği karşılaştırmaktan
kaçınılmalı ve aynı evlilik tarzını yaşamaya zorlamamalıyız.
- En önemlisi ise dışarıdan gelen müdahalelere, net ve kesin biçimde
set çekerek, üç maymun kuralını oynamak gerekir.
Unutmamamız gerekir ki, her evliliğin, oluşum biçimleri ve şartları birbirinden farklıdır, özeldir ve tektir.
SEVGİLER