Kıymetli okurlar; ülkemiz siyaseti her geçen gün daha ilginç bir hal alıyor.
Yerel seçimler yaklaşırken, partileri tarafından aday gösterilmediği için partisinden istifa eden siyasetçilerden, başka partilerde aday olanlara kadar farklı bir hal alan bir tabloyu görüyoruz.
Geçen haziran ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde altılı masa olarak seçime beraber giren ittifak adeta darma dağın olmuş vaziyette. Altılı masanın en güçlü iki bileşeni olan CHP ve İyi Parti devamlı bir polemik içinde ve ülkeye hiçbir menfaati olmayacak bir kısır döngüde devam ediyorlar. Nitekim İyi Parti’nin genel başkanı Meral Akşener, her fırsatta CHP ye eleştiriler yöneltiyor ve adeta muhalefete muhalif bir parti hâline geldi İyi Parti. Bu tavırlarıyla geçen sene altılı masadan ayrıldıktan sonra neden geri geldin dedirtir hale geldi. Nitekim “madem bu kadar ihanet odağı olarak görüyordun neden tekrar döndün masaya” şeklinde eleştirilere maruz bıraktı kendisini ve partisini.
CHP’de Hatay krizi çözülemedi ve Özgür Özel’e rağmen Lütfü Elvan yeniden aday oldu. Neden Özgür Özel’e rağmen dediğimi şöyle izah edeyim. Chp’nin kesin kararını vereceği gün, genel başkan Özgür Özel sabah saatlerinde İsmail Küçükkaya’nın çalar saat programında Lütfü Savaş sorusuna “başka bir isim belirleyeceğiz ve bu aday Lütfü beyinde istediği ve aynı zamanda destekleyeceği bir aday olacak demişti” . Yani Özgür Özel’in kararı Lütfü Savaş ile devam etmemek yönündeydi fakat anlaşılan Özgür Özel partide henüz yeterince bir ağırlık koyamamış.
İktidar cenahında ise Yeniden Refah Partisinin de kendi adaylarını çıkartması belli bölgelerde iktidar partisinin seçimi kazanmasını zora sokacaktır. Aynı zamanda, iktidar partisinin neredeyse bütün adayları en büyük vaatleri olarak “arkamda cumhurbaşkanımız var” demek oluyor. Bu durum seçmenlerde ne kadar etkili olacak bunu seçim sonuçları gösterecek bize. Umutla kalın.
