Agit Destan

SEVMEK TEDAVÜLDEN KALKIYOR MU?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merhabalar! Sevmeyi unutuyor muyuz sizce? Bana kalırsa sevmeyi unutuyoruz. Daha da fenası sevginin genetik ayarlarıyla oynayıp ortaya ucube bir sevgi anlayışı çıkartıyoruz. Bu mutasyonlu sevgi anlayışında yeni nesil için garipsenecek bir taraf yok zira onların bu mutasyon sürecindeki etkileri çok büyük. Yine de tüm sorumluluğu onlara yüklemek de adil bir tutum olmaz.

Peki ne oldu da Yeşilçam filmlerindeki aşkları arar olduk hatta bu filmlerdeki aşkları ‘’saçma’’ bulur olduk? ‘’Bu kadar fedakârlık yapılmaz!’’ diyerek bu aşkları iteler olduk? 

Japonya’da kiralık sevgili şirketleri olduğunu biliyor muydunuz? İnsanlar sağlıklı bir ilişkiye dair umutlarını öylesine yitirmişler ki sevilme duygusunu bir parça hissedebilmek için parayla tuttukları insanlarla Flörtleşiyordu, onlardan para karşılığı romantik sözler, iltifatlar, küçük temaslar yani sevgi satın alıyorlar. Yanlış anlaşılmasın bu sevgili kiralamada cinsel bir yakınlık söz konusu değil yalnızca dışarıda görüşme, yemek yeme ve sohbet etmeyi kapsayan bir hizmet bu. Ülkemizde durum içe kapanık Japon halkının durumu kadar vahim olmasa da on yıl öncesine nazaran hiç de iyi değil.

‘’Sosyal medya icat olundu mertlik bozuldu.’’ Son çeyrek yüzyılda ortaya çıkan tüketim çılgınlığı artık eşyaya değil insana da bulaşmış durumda. Evet, Trendyol’dan eşya satın alır gibi sosyal medyadan insan beğenir duruma geldik. Hemen hepimizin bir Instagram hesabı var. Bu hesaplarda fotoğraflarımız, ilgi alanlarımız, eğitim durumumuz, sosyal ilgilerimiz gibi özelliklerimiz apaçık ortada. Tıpkı bir ürünün altında yazılı ‘’ürün özellikleri’’ gibi. Gelen her arkadaşlık isteği adeta bir ‘’sepete ekle’’ butonuna dönüşmüş durumda. Her birimizin sepetinde bekleyen onlarca, yüzlerce, binlerce ‘’ürün’’ var. Özellikle fiziksel açıdan ilgi çekici bir kadının/erkeğin DM kutusu ve takip istekleri incelendiğinde bu durum çok daha çarpıcı bir şekilde görülebilecektir.

Venüstrafobi isminde bir fobi var. Bu fobi DSM el kitabında da mevcut. Bugünlerde ismi pek duyulan bir fobi olmasa da bana kalırsa yakın gelecekte sıkça duyacağız. Venüstrafobi, güzel kadın korkusu anlamına geliyor. Gelin hep birlikte bir senaryo kuralım:

Kendi hâlinde bir üniversite öğrencisi olan Aykut, Instagram’da reels izlerken bir takip isteği geldiğini fark ediyor. İsteği gönderen fiziğiyle, kıyafetleriyle kısacası her türlü dış görünüşüyle oldukça çekici bir kadın. Hâliyle Aykut’un beynindeki ödül mekanizması devreye giriyor ve ‘’talep edilen biri tarafından talep edilen kişi olma’’ duygusu ona kendini iyi hissettiriyor. Aralarında hiç zahmetsiz bir ilişki başlıyor. Zahmetsiz olmasından kastım şu, ikisi de uzandıkları kanepeden kalkmadan sohbet edebiliyor, birbirlerini görebiliyorlar.  Zamanla aralarındaki ilişki yoğunlaşıyor fakat o da ne takip isteği atan kadın Aykut’a kısa cevaplar vermeye başlıyor ve nihayetinde hiç konuşmuyor. Çünkü bu kadın için Instagram bir ‘’erkek seçme kataloğu’’na dönüşmüş durumda. Yattığı yerden bir parmak hareketiyle yüzlerce erkek arasından istediğini seçebiliyor. Bu durum Aykut’ta ‘’güzel kadınlara güven olmaz.’’ Algısı oluşmasına sebep oluyor. Elbette durum tersi için de geçerli. Bir kadın da ‘’erkeklere güven olmaz.’’ Algısına tam da bu sebeplerden dolayı sahip olabiliyor.

İnsanlara ulaşabilmenin hiç olmadığı kadar kolay olduğu bu dönemde ayrılık acısının süresi de ilişkilerin süresi de hiç olmadığı kadar kısalmış durumda. İnsanlar için her zaman seçenekler mevcut:

Teselli kişisi

Öylesine kişisi

Hedef kişisi

Cepte dursun kişisi

Bir distopyanın içinde gibiyiz. Durum böyle olunca bir ilişki uğruna yapılan fedakârlık çoğu zaman enayilik olarak nitelendirilebiliniyor.

İlişkilerin çürümesinin tek sebebi insana ulaşma kolaylığı değil elbette. Diğer ilişkilerin göz önünde yaşanması da bir etki oluşturuyor. Başka ilişkileri reels videolarından gören gençler kendilerini eksik hissetmeye ve ‘’onlar’’ gibi olma arzusuyla dolmaya başlıyor. Ortaya birbirinin aynısı yapay bir ilişkiler kalabalığı çıkıyor.

Diğer bir sebep de asosyalliğin yarattığı sosyal fobi diyebiliriz. Gerçek ilişkilerden ziyade sanal ilişkiler tercih ediliyor. Elbette bu da ruhsal sağlığa büyük bir darbe indiriyor. Antidepresanların hiç olmadığı kadar tüketildiği bu çağda insanlar iyileşmek adına dışarı çıkmıyor. Özgüven sorunları sebebiyle sahte hesaplar açıyor, binlerce efektin havada uçuştuğu sahte profil resimleriyle güven sorunları hat safhaya çıkıyor.

Aynı yatakta uzanan karı kocaların bile birbirlerini aldatmaları işten bile değil.

İşte tüm bu sağlıksız koşullarda yaşanacak ilişkiler de hâliyle sağlıksız olabiliyor. İnsanların yapay zekâ destekli uygulamalarla ‘’sevgili’’ olmasını çok da yadırgamamak gerekiyor zira bu uygulamalar diğer ilişkilere özenip abartılı isteklerde bulunmuyor, trip atmıyor, aldatmıyor ve terk etmiyor. Evet, üzülerek söyleyebilirim ki durum böyle ilerlerse sevmek tedavülden tamamen kalkmasa da büyük ölçüde kalkabilir.

İyi haber şu ki; emeğin, sadakatin, kusurları kabul etmenin, anlayışın, empatinin, karşılıklı gelişimin sürdüğü ‘’gerçek’’ ilişkiye ulaşmak eskisi kadar kolay olmasa da hâlâ mümkün.

En küçük anlaşmazlıkta başka seçeneklere yönelmek yerine muhatabımızı anlamaya çalışmak, kendimizdeki hataları da fark etmek için çaba sarf etmek en önemlisi de özenerek değil güvenerek bir ilişki inşa etmek temennisiyle, bir sonraki köşe yazısında görüşmek üzere; sevgiyle kalın.

SEVMEK TEDAVÜLDEN KALKIYOR MU?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

NE Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!