KESK Siirt Şubeler Platformu Güres Caddesinde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Sahte enflasyon rakamlarına göre değil, insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz.” denildi.
Ülke tarihinin en karanlık döneminden geçiyoruz diyerek açıklama yapan Siirt KESK Şubesi açıklamanın ardından maaş bordrolarını yaktı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Ülke tarihinin belki de en karanlık döneminden geçiyoruz.
Bir avuç mutlu azınlık dışında kalan 84 milyon olarak ülkeyi yönetenlerin aldığı yanlış kararların faturasını daha fazla işsizlikle, daha fazla yoksullukla ödemeye devam ediyoruz.
Siyasi iktidarın aparatı haline gelen TÜİK vasıtası ile açıklanan verilere göre resmi enflasyon, Ali Cengiz oyunları ile takla attırılan, halkın maruz bırakıldığı gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan masa başı sanal rakamlarına rağmen son 25 yılın en yüksek seviyesine çıkmış bulunuyor.Halkın, emekçilerin yaşadığı gerçek enflasyon ise hız kesmeden devam eden zam sağanağı ile TÜİK verilerini katlamaya devam ediyor. Yaşanan gerçek enflasyonun en az %130 olduğu mevcut koşullarda tüm işçiler, asgari ücretliler, emekliler gibi kamu emekçileri olarak bizler de hakkımız olanı istiyoruz.
Değerli Basın Emekçileri;
TÜİK verilerinde 6 milyon kamu emekçisine ve emeklisine Temmuz ayında ödenecek olan altı aylık “enflasyon farkını” düşük tutmak için başvurulan hilelere bir yenisi daha eklenmiştir. TÜİK kurulduğundan beri yapılan enflasyon sepetine dayalı sistemi ortadan kaldırıldı. TUİK artık enflasyon sepetinde yer alan 409 ürün, madde ve hizmetin fiyatını paylaşmayacak. Böylece zaten en başından beri şaibeli olan resmi enflasyon verileri inandırıcılığını tamamen kaybetmiştir.
Zamların hız kesmeden sürdüğü koşullarda TUİK verilerine göre enflasyon Mayıs ayında %2,98, beş aylık %35,64, yıllık ise %73,5 olarak gösterilmiş, bu da yetmezmiş gibi hiç utanmadan “enflasyon inişe geçti”manşetleri atılmıştır. Oysa KESK olarak en başından beri çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon ise bu resmi rakamları katlıyor. Özellikle başta yaşamsal ihtiyaçlarımız olan gıda ürünlerinde, doğalgaz, elektrik ve kiralarda yaşanan zamlar resmi enflasyonun çok daha üzerinde olduğunu biliyoruz. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAGRUP) açıklamasına göre enflasyon Mayıs ayında %5,46, yıllık %160,76 dır. TÜİK resmi enflasyonun gerçek hayat pahalılığını yansıtmaktan çok uzak olduğunu fazlası ile ispatlamaktadır.
Araştırma birimimiz KESK-AR verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 74 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 19 bin 785 TL’ye ulaşmıştır.
Buna göre:• Bugün itibariyle 4 bin 674 TL olan ortalama kamu emekçisi emeklisi maaşı çoktan açlık sınırı altında kalmıştır.• 6 bin 623 TL olan ortalama kamu emekçisi maaşı ile açlık sınırı arasındaki makas kapanmıştır.• 6 milyon kamu emekçisi ve emeklisi yıla sadece %7,5 maaş artışı ile başlamıştır. Beş aylık resmi enflasyon % 35,64 olsa da halkın aynı dönemde yaşadığı hayat pahalılığı en az %70’tir.
Tüm bunlara rağmen siyasi iktidar 6 milyon kamu emekçisine ve emekliye Temmuz ayında verilecek “enflasyon farkını” düşük tutmanın, rakamlara takla attırmanın derdindedir. Oysa gittikçe ağırlaşan koşullarda “Memura müjde, şimdiden %28 enflasyon farkı alacaklar”safsatalarının hiçbir karşılığı yoktur.
Öte yandan kimi “sendikacıların” ağır tablodan çıkış yolu olarak Eşel Mobil sistemine geçilmesini, yani maaşların aylık ya da üç aylık resmi enflasyona göre artırılmasını önermesini şaşkınlıkla izliyoruz. Hem “resmi enflasyon rakamları gerçekçi değil, enflasyon oranında zam sıfır zamdır” gibi doğru cümleler kurup hem de maaşların aylık resmi enflasyon oranlarına göre artırılmasını talep etmek milyonlarca emekçiye ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışmaktan öteye geçmemek demektir.
Değerli Basın Emekçileri;
Çözüm kamuda en düşük maaşın yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir.
Bunun için;• Eşi çalışmayan, iki çocuklu, en düşük maaşı alan kamu emekçisinin geliri maaşının yansı sıra eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı, yiyecek yardımı, ikramiye, yakacak yardımı gibi kalemlerde artışlarla bugün 19 bin 785 TL olan yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. • Tüm tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalı, KDV tamamen kaldırılmalıdır.• Tükettiğimiz her şeye zam olarak yansıyan akaryakıt ürünlerinde ÖTV ve KDV sıfırlanmalıdır.• Halkın, emekçilerin cebinden alıp zenginlere, yandaşlara aktarmanın aracı olan Kur Korumalı Mevduat Sistemi, Kamu Özel İş Birliği Projeleri, Döviz Garantili İhaleler sonlandırılmalıdır.
Bu talepler 2023 Ağustos “toplu sözleşmesi” beklenmeden hayata geçirilmeli, hem kamu emekçilerinin, emeklilerin hem de asgari ücretlilerin kayıpları bir an önce giderilmelidir.
Bugün burada yoksulluğumuzun belgesi olan bordrolarımızı yakarken tüm kamu emekçilerini bir kez daha;
Hepimizin temel talepleri olan Güvenceli Bir Çalışma Yaşamı ve İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret taleplerine sahip çıkmaya,
Emeğin Haklarını Korumak İçin KESK’e Bağlı Sendikalarda Örgütlenmeye
BİRLİKTE MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ!