CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 11 Mart’ta canlı yayında gazeteci Sinan Burhan’a bir Cumhur İttifakı genel başkan yardımcısının “İmamoğlu bayramdan önce gözaltına alınacak ve tutuklanacak” diye mesaj attığını söylerken, o kişinin kim olduğunu bildiklerini açıkladı.
CHP lideri Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde basın açıklaması yaptı. Özel, gözaltındaki öğrencilere kötü muameleler yapıldığını söyleyerek, “Kötü muamelenin, işkencenin affı ve zaman aşımı olmaz! Suça teşvik edilen yazılı emir istesin, kapalı zarfa koysun, bunun soruşturması seneye değilse öbür sene olacak!” dedi.
Özel, İBB’ye eski Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun kayyım olarak atanmak istendiğini savunurken, “Saraçhane’ye kayyım yollamak istediler, adında Adil olan, Bakanlık mevkiini işgal etmiş troll’den bozma siyasetçi olamamış biri, ‘aman İBB’ye başkan oluyorum’ diye avuçlarını ovuşturdu. Başbakan koydu, Meclis Başkanı koydu, bakan koydu olmadı. Bir Ulaştırma Bakanı eskisini, bir kifayetsiz muhterisi buraya kayyım yapmaya çalıştılar” diye konuştu. Özel, “Çoğunluğun enerjisi İmamoğlu’nun arkasındadır. Gelecek cumhurbaşkanı adayımıza darbe girişimini milletimiz püskürtmüştür, bu darbecilerin yüzüne tükürmüştür. Bugün Türkiye’nin başında bir cunta yönetimi vardır. Genel iktidar onlardadır; ahlâki üsüntünlüğü, psikolojik üstünlüğü, çoğunluk enerjisini kaybetmişlerdir. Anketlerde geriye gitmektedirler, arkasında ne devlet ne millet vardır!” ifadesini kullandı.
“Erdoğan Hizbullahçıları Değil, Türkiye’nin Geleceğini Serbest Bırakmalı”
Özel’in açıklamasından satır başları şöyle:
“19 Mart’ta darbeye kalkışan cuntaya, 23’ünde püskürtülen darbecilere, ittifak ortaklarına ne bayramda ne demokrasi sınırları içinde söylenecek şey bulamıyoruz. 11’inde MASAK raporu yeni yazılmaya başlanmışken, 3 aylık rapor gibi TV’lere servis edenlere ve yalancı bir rapor konuşanlara, bu süreç içinde canlı yayında TV’lerde 11 Mart günü Sinan Burhan adlı bir gazeteciye ‘siyasi bir kaynağımdan mesaj var’ denen Cumhur İttifakı’nın bir genel başkan yardımcısının, ismi tarafımızca malum, ‘İmamoğlu bayramdan önce gözaltına alınacak, tutuklanacak’ denilerek mesajı okuyup, 19 Mart’ta yapılacak tutuklamayı 8 gün öncesinden bir kanalda söylüyorken, kaynak Cumhur İttifakı’nın genel başkan yardımcısı iken, onlara söyleyecek bayrama uygun söz yoktur. Hak ettikleri sözler, bayramlık ağzımızı açtığımızda söylenecek sözlerdir, hepsini hukuk zeminine, siyasette onları rezil edeceğimiz bir sürece bırakıyoruz.
Bayramda Hizbullahçıları serbest bırakan Erdoğan’a, canilere değil, her biri pırıl pırıl, hiçbirinin elinde kir olmayan gençleri Silivri’de tutmanın utancını, kötülük içeren bir ruh halinde olduğunu kendisine hatırlatıyoruz. Hizbullahçıları değil, Türkiye’nin geleceğini serbest bırakmalı.
“Öğrencilere Kötü Muamele Yapıldı”
Bazı öğrencilerimiz, koğuşlarda yer olmadığı için koğuşlara ikişerli ya da tekli konulmuş durumunda. İki genci koymuşsunuz, geri kalan 47 genç, hepimizin dudaklarını uçuklatacak bir suç türünden dolayı orada… Oradaki gençleri ve ailelerini bu psikoloji içinde tutmak psikolojik işkencedir. Bu konuda başvuru yaptık.
Bu öğrencilere ters kelepçe takılarak kötü muameleme yapıldı. Bu öğrenciler saatlerce ailelerinin bilmediği yerlerde tutuldu. Saatlerce gittikleri yer söylenmedi. 60 kişiye bir şişe su verildi. Kötü muameleler her bir öğrenci tarafından rapor ediliyor. Bu rapor edilen yerleri saatleri not ediyoruz. Ters kelepçenin, yatırıp kafaya basmanın, surata tekme atmanın ne olduğunu, kimler tarafından yapılmış olabileceğini takip ediyoruz. Polisimizi hedef gösterecek bir şey yapmaktan sakındık ama kötü muamelenin, işkencenin affı ve zaman aşımı olmaz. Bu işi takip ettiğimizi bilmenizi isterim! Günü gelince gırtlağına hukuk basacak. Suça teşvik edilen yazılı emir istesin. Gün, saat, isim yazın; kapalı zarfa koyun, bu soruşturma seneye değilse öbür sene var! Bugünlerde zulüm yapan, iftira atan, TV’lerde yalan yorumlar yapan, olmayan delili varmış gibi anlatan yorumcular; geçmişe sünger yok! Devleti suç örgütü gibi yönetenlere, aparatlara, bu kirliliğe sessiz kalanlara hukuk devleti içinde sonuna kadar hesap sorulacak. Bugün bu darbeyi yapanların bir avuç olduğunu biliyoruz; suça ortak olmayın, suç işleyenleri ihbar etmek için de belgelerinizi bugünden saklayın! Bugünün tarihini yazın, zarfı kapatın, en güvendiğinize teslim edin! O gün geldiğinde kabul ederiz.
“Bir Bakan Yardımcısını Ekrem Başkan’a Darbe Yapmak Üzere Görevlendirdiler”
Bugün 31 Mart yerel seçimlerinin birinci yıl dönümündeyiz. İttifak yaparak girdiğimiz 9 ay önceki seçimlerde yüzde 25 oydan, milletimizle ittifak yaparak girdiğimiz seçimlerde yüzde 38’e çıktığımız, kırılmaz denilen cam tavanı tuzla buz ettiğimiz seçimin yıl dönümündeyiz. 47 yıldır demokrasiye duyduğumuz saygıyı, AK Parti 47 ay göstermeyi cesaret edemedi. 4 yıl sabretse, seçimlere huzurla gidilse, millet bir karar verecekti. Bu millet kutuplaşmadan, sıkılmadan bir seçime gidebilirdi. Emekliye doğru bir zam yapalım dedik, asgari ücretliyi destekleyelim dedik; hayır bu ülkede seçim olacağı yıl geçimi düşünüyoruz dediler. Eskinin orta direği yoksul oldu, derin yoksulluk gelişti. Seçimin sonucunu ve 6 ay sonraki memnuniyet anketi sonuçlarını görmek doğruları yapmak yerine, tercihlerin en kötüsünü yaptılar. TV’lerin önünde bakanlarına ‘silkeleyin’ dediler ve Ankara’daki bir bakan yardımcısını İstanbul’a kötülük yapmak üzere, Ekrem Başkan’a darbe yapmak üzere görevlendirdiler. 9 Ekim’de İstanbul’a atadıkları başsavcı eliyle bir darbe girişimi sürecini adım adım ilerlettiler. Bundan 1,5 ay önce, geleceğin cumhurbaşkanına, iktidar partisine darbe hazırlığı olduğunu ifade etmiştik. İtiraz edecek kimse kalmasın diye parça parça operasyon yürüttüler. Mafyalar milletin üzerine çökerken, onlar AK Parti iktidarına muhalefeti suç saydılar. Tek hedef İmamoğlu’ydu, gün gün işlettiler. 25 yıllık hapis istemi, 31 yıl önce verilen diplomanın iptal istemini yaşadık. Bu sürecin sonunda, 18 Mart günü diplomayı iptal ettiler, ertesi gün şafak vakti İBB konutunu bastılar; başkanımızı ve arkadaşlarımızı gözaltına aldılar.
(Maltepe) Meydan dolmasın diye, ekonominin bir gün daha tatile tahammülü yokken, kimsenin hazırlığı yokken, mitingi boşa düşürmek için 2 gün olacak tatili 9 güne çıkardılar. 23’ünde olduğu gibi 29’unda da milyonlar uyandı ve hep birlikte o meydana milyonlarca kişi aktı. Metrolarda mini mitingler yaşandı.
“Türkiye’nin Başında Bir Cunta Yönetimi Vardır”
Saraçhane’ye kayyım yollamak istediler, adında Adil olan, Bakanlık mevkiini işgal etmiş troll’den bozma siyasetçi olamamış biri, ‘aman İBB’ye başkan oluyorum’ diye avuçlarını ovuşturdu. Başbakan koydu, Meclis Başkanı koydu, bakan koydu olmadı. Bir Ulaştırma Bakanı eskisini, bir kifayetsiz muhterisi buraya kayyım yapmaya çalıştılar. Çoğunluğun enerjisi İmamoğlu’nun arkasındadır. Gelecek cumhurbaşkanı adayımıza darbe girişimini milletimiz püskürtmüştür, bu darbecilerin yüzüne tükürmüştür. Bugün Türkiye’nin başında bir cunta yönetimi vardır. Genel iktidar onlardadır; ahlâki üsüntünlüğü, psikolojik üstünlüğü, çoğunluk enerjisini kaybetmişlerdir. Anketlerde geriye gitmektedirler, arkasında ne devlet ne millet vardır!
Bundan sonra CHP olarak attığımız her adımı bir öncekinden daha büyük bir cesaret ve kararlılıkla atacağız. Kimse, ‘devlet ellerinde’ diye düşünmesin. 19 Mart sabahı test ettiler, millet cevabı verdi. Dün cezaevinde ziyaret ettiğim ve bütün belediye başkanları, Ümit Özdağ, genç arkadaşlarımız, Gezi’den içeride tutulan arkadaşlarımız son derece gelecekten umutlu. İş bugün bakan koltuklarında oturup da vatana yaptıkları kötülüğün dizlerini titretenlerden olmaması lazım. Birisinin atadığı bakanların meşruiyeti yoktur. Biz asla durmayacağız.”
