Ne Haber Anlatıyor: Film Sahnesinden Bir Kesit Gibi

Ne Haber Anlatıyor: Film Sahnesinden Bir Kesit Gibi

Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki depremin ardından Ne Haber ekibi bölgeye gitti. Muhabirlerimiz deprem bölgelerinden deneyimlerini anlattı.

6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerin ardından gözler Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Hatay, Diyarbakır ve etkilenen diğer illere çevrildi. Afet bölgelerindeki muhabirlerimiz birinci ağızdan anlattı.

“Film Sahnesinden Bir Kesit Gibi

Deprem bölgesinde bizzat gözlem yapan muhabirimiz Bünyamin Aybek, deneyimlerini şöyle aktardı:

“Afet bölgelerinde gördüğüm sanki bir film sahnesinden kesitler gibiydi. Her şey hayal gibi, gerçek değilmiş gibi geliyordu ama bu yaşananlar maalesef bir filmden kesit ya da hayal ürünü değildi. Afet bölgelerinden biri olan Adıyaman’da her bir metre karede ayrı bir hikaye, her bir metre karede farklı bir dram vardı. Bunlardan sadece birini sizlerle paylaşmak isterim. 20’li yaşlarda genç bir kardeşimiz yıkılan binasının önünde günlerdir aç, susuz bir şekilde bekliyordu. Kardeşimizle konuşmaya çalıştım, teselli etmeye çalıştım. Bana sadece yanındaki battaniye altındaki insanları gösterdi. İlk bakışta anlamamıştım gösterdiği şeyin ne olduğunu. Bana gösterdiği battaniyenin altında kardeşimizin annesi, babası ve kardeşinin cansız bedeniydi. O kardeşimiz nasıl teselli edilir, ne söylenir, nasıl acısı dindirilir? ben bilmiyorum, yapamadım. İşte durum bu kadar kötü ve içler acısı. Yıllarca anlatsam oradaki görüntüleri orada o anı yaşamadan anlayamazsınız.

“İlaç Olmak Varken Bu Nefret niye?

Birlik ve beraberliğe vurgu yapan muhabirimiz Aybek, yaşanan durumu şu sözlerle ifade etti:

“Gün her zaman olduğu gibi birlik olma günüdür. Binalar yerle yeksan olmuş iken, zelzele üzerinden birkaç günlük dünya için şahsi menfaatler elde etmeye çalışmak ya da bir yerlere yaranmak maksadıyla bu nevi teşebbüslere tevessül etmek tam manasıyla haysiyetsizliktir, insanlık dışıdır, vatan ve millet sevgisine ihanettir. Elbette acımız büyük, sözler kifayetsiz, derdimiz çok. Herkes notlarını alıyor. Notunu al ve vaktini bekle. Bu kadar! Varsa bir hesap önüne kağıdı koyarsın, bütün yaşananları tek tek not edersin, acılar dinince başlarsın dillendirmeye. Neticede herkes kendine göre iş yapar, hareket eder. Acımız çok, yaralarımız taze. Şu an yaşanan bütün acıların üzerine bir bez parçası sarmak, ilaç olmak varken bu nefret niye?”

“Hiroşima’ya Atılan Bombanın 32 Katı

Depremin büyüklüğüyle ilgili bilgiler aktaran Aybek, şunları söyledi:

“Depremin büyüklüğünü bir de uluslararası basından meslektaşlarımızın attığı haber başlıklardan anlayabilirsiniz. Japon Tohoku Üniversitesindeki Uluslararası Afet Bilimi Araştırma Enstitüsü Profesörü ve Deprem Uzmanı Shinji Toda, Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli, toplamda 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremleri, dünyada meydana gelen en büyük depremlerden biri olarak tanımladı. ‘Beklenmedik büyük bir depremdi’ ifadesini kullanan Shinji Toda, depremin büyüklüğüne ek olarak, merkez üssünün yüzeye yakınlığının da büyük hasara sebep olduğunu kaydetti. Depremin enerji miktarının 1995 Büyük Hanshin-Awaji Depremi ve 2016 Kumamoto Depremi’nin on katından fazla olduğunu da not edelim. Yani yaşadığımız bu deprem, Japonya ana karasından 150-200 km ötede, denizin ortasında meydana gelen bir deprem değildi. Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin Hiroşima’ya atılan atom bombasından daha güçlü olduğunu unutmamak gerekiyor. Yabancı basın Türkiye’de yaşanan deprem haberlerini ‘Hiroşima’ya Atılan Bombanın 32 Katı’ başlığıyla ele aldı.”

Bünyamin Aybek | Ne Haber Muhabiri

Masa Altında Tatbikat Yapmaya Benzemiyor

Deprem bölgelerinden deneyimlerini anlatan bir diğer muhabirimiz Yusuf Eren, cümlelerine şöyle başladı:

“Tonlarca betonların arasında kalmış insanları görünce anlıyor insan depreme hazır değilsen günün birinde mutlaka gelip seni buluyor. Bölgede çalışırken çaresizce bekleyen insanları görmek haber yapmayı daha da zorlaştırıyordu. Kiminle konuşsan ateş püskürüyordu. Ya yardım yetişmemişti ya çalışmaların yetersizliğinden şikayetçiydi. Çoğu, kendi imkanlarıyla hayatta kalmayı başarmıştı ama geceleri eksi 3 derecelere varan soğuğa karşı mücadele etmek zorundaydı.”

Muhabirimiz Eren, gözlemlerini şu sözlerle aktardı:

“Gazeteciliği bazen farklıyı aramak için yapmak gerekmediğini gördük. Olanı vermek bile yetiyordu durumu gözler önüne sermeye. Bizde öyle yaptık. Gördüğümüz her şeyi çekmek için koyulduk yollara. Bazen bir mucize bekleyişi bazen cenazesini almaya gelenleri. Sadece birkaç gün için gittiğimiz deprem bölgesinde yaşadıklarımızı aylarca anlatsak bitiremeyiz belki ama temelde en büyük sorun sağlam olmayan yapılardı. Depremin şiddeti elbette çok büyüktü ama ona rağmen birçok kurum binasının az hasarlı olduğunu ve yıkılmadığını görünce anladık. Demekki iyi denetlenseydi olurdu. Moloz yığınlarının arasında gazetecilik yapmak ise en zoruydu. Tıpkı çaresiz bir aile gibi saatlerce çıkarılacak bir canı beklemek zordu.”

Yusuf Eren, son olarak şunları söyledi:

“Umarız böyle durumlara bir daha şahit olmayız ama ülkenin gerçeği olan depremlere de büyük dersler çıkararak hazır oluruz. Ülke büyük bir sınavdan geçerken bir kez daha anladık bu işler masanın altına girerek tatbikat yapmaya benzemiyordu. Masanın altına süpürülen usulsüzlükler ortaya çıkarılmadıkça bizi masa kurtarmayacaktı.”

Yusuf Eren | Ne Haber Muhabiri

Her An Deprem Oluyor Gibi Bir His Var İçimde

Depremin ardından Diyarbakır’da gözlem yapan muhabirimiz Yusuf Elik, yaşanan durumu şöyle anlattı:

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremi çok şiddetli hissettik. Depremin hemen ardından bölgeye dağıldık ve gözlemler yapmaya başladık. Diyarbakır’da diğer illere oranla daha az yıkım olsa da bölge geneli baktığımız çok feci bir durumla karşı karşıyaydık. Diyarbakır’da bekleyiş sürüyordu. Depremden etkilenen vatandaşlar bu psikolojiyi nasıl atlatacak inanın bilmiyorum. Hepimiz için çok zor bir durum. Siirt’te yıkım olmamasına rağmen benim tedirginliğim sürüyor. Her an deprem oluyor gibi bir his var içimde. Umarım tün Türkiye olarak bu durumu bir an atlatır ve bir daha yaşamayız.”

Yusuf Elik | Ne Haber Muhabiri
Exit mobile version