Diyarbakır Barosu Çevre Kent komisyonu Başkanı Ahmet İnan, yüzyılda açılmayan sahaların son 3-4 yılda rekor bir sayıya ulaştığını söyledi.
Son yıllarda bölgede artan HES santrali, baraj, madencilik, GES ve açılan petrol kuyularına her yıl yenileri ekleniyor. Bu durum çevre aktivistleri ile şirketler arasında hukuki bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor. Diyarbakır Çevre Kent Komisyonu Başkanı Ahmet İnan, konu ile ilgili Güneydoğu Ekspres Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.
KÖYLÜLER DESTEK İÇİN BAŞVURDU
İnan, halkın iradesi yok sayılarak, geçim kaynağı üzerinden yaşam alanlarının dibinde ve doğayı yok edecek şekilde yanlış yöntemle yapılan tüm projelerin suyu ve havayı kirleterek sermayeye açıldığını söyledi. Köylülerin kendilerine başvurarak destek istemeleri üzerine iptal davaları açtıklarını söyledi.
MADEN SAHALARI VE HES PROJELERİNDE SON DURUM
İnan Diyarbakır’daki maden ocakları ve HES projeleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Lice’nin Kılıçlı (Mızak) köyünde bakır madeni sahası açıldı. İptal davası açıldı. Bu davanın keşfi yapıldı. Bilirkişi raporu geldi. Mahkemenin kararı bekleniyor. Üzümü, pekmeziyle meşhur hayvancılıkla uğraşılan köyde maden ocağının yaşam alanlarını işgal edildiği ifade edildi.
Lice-Genç ilçeleri arasında Riz Köyü Sarım Çayı’nda hidroelektrik santrali projesi iptal ettirildi. Dosya şu anda Danıştay’da. Köylüler yaşam ve geçim alanlarına baraj yapılmasından rahatsızlar.
Kulp Narlıca Köyü’nde yoğun bir maden arama faaliyeti var. 40’a yakın köyün suyunu sağlayan havzası nedeniyle DİSKİ’de su kaynaklarının kirlenebileceği nedeniyle itiraz etti. Sadece arama ruhsatı verilmiş. ÇED raporu ve proje tanıtım aşamasına gelince dava açılacak.
Kulp Hasandi Köyünde 4-5 köyün ortak mera alanın metanik madencilik faaliyeti başladı. Bakanlıktan ÇED raporu istenince 16 yıl önce alındığı ortaya çıktı. Yönetmeliğe göre 5 yıl içerisinde faaliyete başlanmayınca rapor geçersiz sayılıyor. İptal oldu. Maden arama faaliyetleri sona erdi.
Kulp Eskiağaçlı Köyünde köye 48 metre mesafede 300 dönümlük alanda güneş enerjisi projesi yapıldı. İptal davası açıldı. Keşif yapılacak.
Dicle’nin Heredan Köyü’nde kurşun madenciliği faaliyetinde Diyarbakır’da en çok kanser vakaları bu köyde görülüyor. Birkaç yıl önce proje alanını 30 kat büyüterek köy evlerini de içine alarak kapasite artırıldı. Bu nedenle üzüm bağları kurudu. Arıcılık bitme noktasına geldi. İptal davası açıldı. Yakında keşif yapılacak.
Çınar ilçesi Karacadağ eteklerindeki Çömçeli köyünde volkanik püskürme madenlerini yer altından çıkarma faaliyetine köylüler itiraz etti. Jandarma havaya ateş açarak müdahalede bulundu. Projenin iptali için süreç başlatıldı.
Ergani Yukarıkarpuzlu köyünde taş ocağında dinamit patlatmaları nedeniyle yurttaşların evinde çatlamalar meydana geldi. Köyün mera alanı yok edildi. Bakanlığa ÇED faaliyetlerine uyulmadığı gerekçesiyle faaliyetlerinin durdurulması için başvuruda bulunuldu.
Kulp-Sason arasında Zore Çayı’na baraj yapılıyor. Önünde Batman barajı var arkasında ise Goderni barajı yapılıyor. Dava açtık çalışma durduruldu. Keşif yapıldı. Yakında karar çıkacak.
Bismil Sinanlı köyünde kum ocağının tel örgüleriyle çevrilmesiyle hayvancılığın yok olacağı nedeniyle dava açıldı. Yakında karar verilecek.”
4 YILDA REKOR ARTIŞ
İnan, yüzyılda açılmayan sahaların son 3-4 yılda katlanarak rekor bir sayıya ulaştığını ifade ederek, “Yaşam alanlarımızın yok edilmesi kabul edilemez. nerede ve nasıl yapıldığı önemlidir. Halkın iradesini yok sayarak halkın geçim kaynağı üzerinden yaşam alanlarının dibinde ve doğayı yok edecek şekilde yanlış yöntemle yapılan tüm projeler suyumuzu havamızı kirletiyor. Sermayeye alan açılıyor. 90’llı yıllarda köyler boşaltılıyordu. Şimdi ise maden ile seyreksizleştiriliyor, dağ köyleri insansızlaştırılıyor” dedi.
DİYARBAKIR’DA PETROL KİRLİLİĞİ
Diyarbakır’ın en büyük belalarından biri petrol belası olduğunu ve direnç ağı oluşturulmazsa 5 yıl sonra Batman gibi olacağını belirten Ahmet İnan, “Son 3-4 yılda her tarafta petrol kuyuları açıldı. Lice’de binlerce ağaç kesildi. Lice ve Kulp’ta yüzde 60’a yakın petrol kuyuları ruhsatlandı. Diyarbakır Sur ilçesine bağlı Yenievler köyünde yabancı bir şirket 150 bin dönüm birinci sınıf tarım arazisini acele kamulaştırmayla ruhsatlandırdı. Petrol faaliyetlerine başladı. Bismil, Ergani ve Çermik ilçelerinde yer altı su kuyuları tehdit altında olduğu gerekçesiyle dava açtık.. Her zaman tarım, orman mera alanları seçiliyor. Biz aksine denk gelmedik. İster GES, ister petrol, isterse termik santral olsun. Yanlış yerde ve yanlış şekilde yapılan projeler yaşamı yok ediyor. Batman hava kirliliği olan kentlerden biri. Doktorlar astım ve Koah hastalarına Batman’da yaşamalarını tasvip etmiyor. Biz Diyarbakır’da bir direnç göstermezsek 5 yıl sonra Batman’a benzeriz” dedi.
Kaynak: Güneydoğu Ekspres