Diyarbakır Barosu: “Elçi Davasını Unutturmak İçin El Birliğiyle Çaba Sarf Edilmekte”

Diyarbakır Barosu: “Elçi Davasını Unutturmak İçin El Birliğiyle Çaba Sarf Edilmekte”

Diyarbakır Barosu Av. Tahir Elçi’nin dava sürecinin kesinleşmesi nedeniyle Tahir Elçi Vakfı ile birlikte basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Görüyoruz ki, devletin tüm organları bu davayı unutturmak için adeta el birliğiyle çaba sarf etmektedir” denildi.

2015 tarihinde öldürülen Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin davasında sanık polislere verilen beraat kararı İstinaf Mahkemesi tarafından onanmandı. Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi Vakfı, konuyla ilgili ortak basın açıklaması yaptı. Ortak basın metnini Baro Başkanı Abdulkadir Güleç okudu.

Şüphelilerin yargı önüne çıkarılmaması için bütün olanakların kullanıldığını belirten Güleç, “Dört buçuk yıl süren soruşturmada ciddi bir delil toplanmadığı gibi, olay yerinde güvenlik gerekçe gösterilerek keşif yapılmamıştır. Oysaki bir cinayetin aydınlatılması isteniyorsa incelenecek ilk yer olay yeridir. Olay anını gören Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şubesinin kamera görüntüleri üzerinde yapılan 12 saniyelik kesinti bütün ısrarlı taleplere rağmen dosyaya aktarılmamış; olağan şüphelilerin yargı önüne çıkarılmaması için bütün olanaklar kullanılmıştır” dedi.  

Davanın cezasızlıkla sonuçlanması için tutum sergilendiğini ifade eden Güleç, “Dönemin Başbakanı ve Adalet Bakanı, faillerin kısa süre içinde bulunacağı ve cezalandırılacağı yönünde söz verdiği halde, devlet klasik bir yaklaşımla, bir Kürt hukukçunun Diyarbakır Barosu Başkanının siyasi suikastla katledilmesinin cezasızlıkla sonuçlanması için bir tutum takınmıştır. Dosyayı takip eden Baromuzun soruşturma komisyonunun yoğun çabaları sonucu dosyaya kazandırılan adli mimarlık raporunda faillerin kimler olduğu yönünde açıklayıcı ve tespit edici nitelikte bir sonuca varıldığı için üç polis memuru hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermekten kamu davası açılmak zorunda kalınmıştır” cümlelerini kullandı.

Davutoğlu’nun Dinlenmesinden Vazgeçildi

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesinden savcının mütalaasında değişiklik olmadığı halde vazgeçildiğini belirten Güleç, “Dört yıl süren kovuşturmada maalesef ilk duruşmadan başlayarak bütün duruşmalarda, Diyarbakır Barosunun ve diğer katılanların talepleri reddedilmiştir. Mahkeme tarafından duruşmada dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesine karar verildiği halde, bir sonraki duruşma beklenmeden Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesinden, savcının mütalaasında hiçbir değişiklik olmadığı halde vazgeçilmiştir. Dinlenen diğer tanıklar tehdit altında ifade verdiklerini bildirdikleri halde, hukuken buna dair herhangi bir işlem yapılmamış; bu tanıkların olayı aydınlatan beyanları dikkate alınmamıştır. Sonuçta mahkeme yargılanan üç polis memurunun beraatına karar vermiştir” dedi.

Dava Anayasa Mahkemesi

Davanın Anayasa Mahkemesine taşınacağını söyleyen Güleç, “22 Haziran’da verilen beraat kararı üzerine, Türkiye yargı tarihinde çok görülmemiş bir şekilde, altı ay gibi bir sürede, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi bütün katılanların istinaf taleplerini kesin olmak üzere esastan reddetmiştir. Bu kararın kesin olması nedeniyle, bundan sonraki hukuki süreci Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluyla Diyarbakır Barosu ve diğer katılanlar birlikte taşıyacaklardır” ifadelerini kullandı.

Dosyaların muğlaklaştırılıp faili meçhul bırakıldığını belirten Güleç, şunları söyledi:

“Tahir Elçi cinayetiyle ilgili bir değerlendirme yapacak olursak bizler bu kararın hangi saiklerle verildiğini gayet iyi biliyoruz. Devletin taraf olduğu, kamu görevlilerinin, kolluğun cinayetten yargılandığı bütün dosyalarda, devletin bir taraf olarak dosyaları muğlaklaştırarak faili meçhul bırakıp beraat kararı verdiğini biliyoruz.

Kameralar önünde işlenen bir cinayet, çatışma süreci sebebiyle devletin elinde yoğun bir istihbarat ağı ve olanak olmasına rağmen faillerinin ortaya çıkarılmaması ve cezalandırılmaması yakından tanıdığımız, devletin cezasızlık pratiğidir. Bu dava, sadece bir cinayet davası değil, aynı zamanda bir toplumun adalet arayışının davasıdır. Ceza hukukunun, güvenlik güçlerinin ve devletin sorumluluğunun bir kez daha sorgulandığı bir süreçtir. Ancak, görüyoruz ki, devletin tüm organları bu davayı unutturmak için adeta el birliğiyle çaba sarf etmektedir.”

“Hiçbir Koşulda Unutulamayacak, Cezasız Kalamayacaktır”

Tahir Elçi davasının cezasız kalmayacağını söyleyen Güleç, “Bizler, bu cezasızlığın karşısında duruyor, Tahir Elçi’nin katillerinin bir an önce yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Adalet, gecikmeden tecelli etmeli, suçlular bir an önce cezalandırılmalıdır. Tahir Elçi’nin mücadelesi, sadece onun değil, tüm toplumun mücadelesidir ve bu mücadele, hiçbir koşulda unutulamayacak, cezasız kalamayacaktır” dedi.

Exit mobile version