Öğrencilerin eğitimden kopmaması için sömestr tatilinde belirli tekrarları yapması gerektiğini belirten Rehberlik Uzmanı Kemal Gündüz, “15 gün ara sonrasında öğrenci, tekrar adaptasyon sağlamada sıkıntı yaşayabilir. Bu süreç herkesin durduğu yerde fark atılacak veya fark kapatılacak zamandır.” dedi.
Ne Haber’e özel açıklamalarda bulunan Gündüz, eğitim bir süreç işi olduğunu ve tekrarın önemini vurgulayarak “Eğitim, süreklilik arz etmesi gereken bir özelliktedir. Mesela biz bir konunun öğrenilmesine ilişkin durumu diyoruz ki önce bir konuyu çalışırsınız ondan iki saat sonra tekrar edersiniz. Sonra 2 gün aralıklarla tekrar edersiniz. Çünkü unutma bir kalıp olarak bizde mevcuttur. Ama 15-20 gün bir ara verildiğinde ise çocuğu zaten zar zor biz masa başına oturtmuşuz kopabilir. Hele ki o yaşlarda oyuna, gezmeye daha endeksli olan içi kıpır kıpır olan çocuklardan, gençlerden söz ediyoruz. Yani siz gezmek varken çalışır mısınız? Zaten başlı başına çalışmak, öğrenmek sıkıcı bir iştir. Öğrenci kopmamalı çünkü koptuktan sonra bunun oryantasyon dediğimiz kısmı zaman almaya başlar. Odağını kaybedebilir yada oluşturmuş olduğu ivmeyi yitirebilir bu çocuk. Bu ivmeyi hiç yitirmemesi lazım. Az da olsa çocukların kopmamak adına belli bir tekrar yapması gerekiyor.” ifadelerinin kullandı.
“Sınava Çalışanlar için Saatin, Dakikanın Bile Önemi Büyük”
Sınava hazırlanan öğrencilerin kampa girmesi gerektiğini ifade eden Gündüz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Üniversiteye hazırlanan öğrencilerde tam tersine bir durum var. Adı tatil ya öğrenciler tatil moduna bir şekilde kendini kaptırabiliyor. Ama çocuklar üniversite sınavına hazırlanıyor. Saatin, dakikanın bile önemi büyük. Biz 15 gün ara verilmesinde çocuğun tekrar adaptasyonun kısmında sıkıntı yaşayacağını biliyoruz ve çocukların birçoğuna tavsiyede bulunuyoruz. Diyoruz ki herkesin durduğu yerde yarış varsa işin içerisinde fark atılacak veya fark kapatılacak zamandır. Bu şekilde sıralama içerisindeki değeri yakalamak lazım. Bu süreçte öğrencilerin bir kampa girmeleri gerekir. Öğrenciler burada daha geniş bir zamana sahip olacak.”
“Öğrenciler Asla Bir Kalıba Göre Çalışmalıdır”
Her insanın özel olduğunu ve belirli kapılara göre ders çalışılması gerektiğini söyleyen Gündüz, “Öğrenciler asla bir kalıba göre çalışmamalılar. Çünkü biz insanı özel olarak değerlendirmek zorundayız. Rehberliğin işlevi budur. Bireysel olarak değerlendirme yapmak gerekmektedir. Her insanın öğrenme modeli aynı değil. Youtubede dinlediğimiz bilgi doğru mudur? Ya da yetkin insanlardan mı bu bilgileri alıyoruz? Hayır. Örneğin bir kurumda öğrenci öğretmenden interaktif bir şekilde bilgiyi alabiliyorken gidip ben bunu videodan izleyeyim diyor. Bilginin doğasına aykırı bir durum var. Biz sadece dinleyerek bir şeyi öğrenemiyoruz. Pratiklerini yapmamız gerekiyor. Yanlış algılar çok fazla. Örneğin Türkiye birincisi böyle çalıştı başarılı oldu. Bakın farklı öğrenme modellerinden söz edebiliyoruz. Bu haliyle bizim dikkat etmemiz gereken şey şu: bir program hazırlıyorsak, önce bir program olmalı, plansız yola bile çıkılmaz. Bu plana ne kadar uyabileceğinizi de hesaplamamız lazım. Hayal kurmak kolay, bunu gerçekleştirmek zor olandır. Bir kalıba göre değil ama bir programa göre kesinlikle çalışılması lazım.” açıklamalarında bulundu.
Gündüz sözlerini şöyle tamamladı: “Öğrenme basit bir şeydir ama insanın kendini tanımasından geçer. Herkes öğrenmek için çabasını doğru göstermeli.”
