ANADOLU’NUN SOLAN RENGİ: HERTEVİNLİ KELDANİLER

ANADOLU’NUN SOLAN RENGİ: HERTEVİNLİ KELDANİLER

Eldeki yazılı tarihi kaynakların önemli bölümüne göre, Osmanlı döneminde Siirt sancağının çoğunluğu, Müslümanlardan meydana gelmiştir. Böyle olmakla beraber Ermeni, Keldani, Süryani, Protestan ve Yezidi gibi birçok unsur da Siirt’in belli başlı toplulukları arasında yer almıştır. Bu çerçevede Siirt’teki en büyük Gayrimüslim topluluğunu Ermeniler oluşturmuştur. Nüfus olarak Ermenilerden hemen sonra ise Keldaniler gelmiştir.

Ancak Siirtli Müslümanlara göre bu Hristiyan toplulukların hepsi, ya Kürtçe “Fılla” ya da Arapça, Hz. İsa’nın doğduğu yer olan Nasıra’ya atfen “Nasrani”dir. Yani Siirtli Müslümanlar, Hristiyanlar arasındaki mezhep ve köken farkına bakmaksızın genel geçer bazı ifadelerle tüm Hristiyanları tek bir potada değerlendirmişlerdir.

Diğer taraftan Siirt merkezdeki Gayrimüslim nüfus, yaklaşık yüzyıl önce neredeyse tamamen kaybolmuştur. Ancak 1980’lere dek Siirt’e bağlı bazı merkezlerde az da olsa belli bir Hristiyan nüfusun varlığından bahsetmek mümkündür. Bu merkezlerden biri de halen Siirt ilinin Pervari ilçesine bağlı Hertevin (Ekindüzü) adlı köydür. Bu köy, 1980’lerin başına dek bir Hristiyan Keldani köyüdür.

Bu köyün ve bu köyde konuşulan Neo Aramice şivesinin (diyalektinin) duyulup tanınması ise Alman bir araştırmacı sayesindedir. Şöyle ki; 1970 yılında Siirt’e Alman genç bir araştırmacı gelmiştir. Bu gencin adı, günümüzde Sami dilleri üzerine uluslararası tanınırlığı olan Prof. Dr. Otto Jastrow’dur. Jastrow yaklaşık 50 yıl önce Siirt’i de içine alan geniş bir saha araştırmasında belli veriler elde etmiştir. Bu verilerle de bilahare çeşitli yayınlarda bulunmuştur. Böylece bugün bazı kaynaklara “Hertevince” dili olarak geçen bir Neo Aramice diyalekti, bu sayede tanınıp bilinmeye başlanmıştır. Yine bu minvalde uzun yıllar sonra bu diyalekt, bir anda popülerleşmiş ve yerli-yabancı büyük kitlelerin ilgisine mazhar olmuştur. -Ki bu çerçevede yakın dönemde “Hertevince Yok Olan Bir Dil” gibi ifadelerle bol miktarda haber yapılmıştır. Ancak bu haberlerin temelinde bir sıkıntı mevcuttur. Zira Hertevin bir köy adıdır yani bir milletin adı değildir. Yani Hertevince diye aslında bir dil yoktur. Hertevin’de zamanında konuşulan bir şive-diyalekt olmuştur fakat bunun adı Hertevince değildir. -Ki Jastrow tarafından bu dile, Hertevince adı verilmemiştir. Jastrow’a göre Hertevin’de konuşulan lisan, izole kalmış bir Aramice yani Keldanice diyalektidir.

Hertevin’e bir merkez olarak geri dönecek olursak bugün halk arasında Hertevin diye anılan köyün tarihi bir geçmişi bulunmaktadır. Hertevin adı aslında Osmanlı belgelerinde geçen bir isimdir. Osmanlı belgelerinde, Hertevin-i Ulya ve Hertevin- Sufla; yani yukarıda kalan Hertevin ve aşağıda kalan Hertevin şeklinde iki Hertevin’den bahsedilmektedir. (Örneğin; “Hertevîn-i ‘ulyâ karyesi halkından ve Keldani milletinden Berho” gibi ifadeler kayıtlara yansımıştır.) Bugün dahi Hertevin (Ekindüzü) köyü, Osmanlı belgelerindeki gibi iki kısımdan meydana gelmektedir. Yani Yukarı Hertevin ve Aşağı Hertevin şeklinde… Bu iki Hertevin arasındaki mesafe ise birkaç kilometredir. Diğer taraftan Cumhuriyet’le beraber bu köyün Osmanlı zamanından beri kullanılan ismi biraz değişmiştir ve köye iki Hertevin’i belirtme amacıyla “Hertevinler” adı layık görülmüştür. Bilahare ise Hertevin isminin pek Türkçe olmadığı düşünülmüş ve köyün tarihi adı değiştirilerek köye “Ekindüzü” ismi verilmiştir. Bu isim de köyün muhtemelen Pervari gibi dağlık bir bölgede nadir düzlük alanlardan birinde olmasıyla ilişkilidir.

Peki bu köyün tarihi sahipleri kimlerdir? Köy, Osmanlı kayıtlarına göre de Keldanilerden müteşekkil bir köydür. Yani Hertevin köyünün sahipleri ve sakinleri Keldanilerdir. Fakat tespit edilemeyen bir tarihte, bir kan davası sebebiyle Hertevin’e Siirt Eruh’tan Müslüman bir aile gelip yerleşmiştir. Bugün bu aile Siirt merkezde de tanınıp bilinen Kızılay Ailesi’dir. Bilahare yıllar içerisinde farklı Müslüman aileler de Hertevin’e gelip yerleşmeye başlamıştır. Fakat 1980’lerin başına dek köyün kahir ekseriyeti gene de Keldanilerden oluşmuştur. Öte yandan 1980’lerle beraber ekonomik ve güvenlik gibi nedenlerle Hertevin, Keldaniler tarafından hızla terk edilmeye başlanmıştır. Hertevinli Keldaniler önce Mersin’e ardından başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç etmişlerdir. Ve Siirt’in son Keldani köyü olarak bilinen Hertevin, böylece tarihe karışmıştır. Aslında “Siirt’in son Hristiyan köyü ve hatta Siirt’in son Hristiyanları, Siirt’i böylece terk etmişlerdir”, demek daha doğru bir ifadedir zira Hertevinli Keldanilerden sonra Siirt’in hiçbir Gayrimüslim nüfusu kalmamıştır. Ve nitekim Siirt daha renksiz bir yapıya bürünmüş ve Anadolu’nun bir rengi daha böylece solmuştur….

(Bu konu üzerine yakın dönemde çekilen “Anadolu’nun Solan Rengi: Hertevinli Keldaniler” adlı belgeselimizi ise ilgililerin alakasına aşağıda sunmaktayız.)

 

 

Exit mobile version