Türk-İş, yaşanan ekonomik sorunlar ve artan geçim sıkıntılarına dikkat çekmek için sabah erken saatte Cizre Karayolları 95. Şube Şefliği önünde eylem yaptı. Eylemin ana maddesi geçim sıkıntısı oldu.
TÜRK-İŞ Sendikası ve il temsilcilikleri bugün Şırnak dahil 81 ilde eş zamanlı olarak 1 saat iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Cizre Karayolları 95. Şube Şefliğindeki görevli Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ)’e bağlı işçiler bir saatlik iş bırakma eylemi yaptılar.
Cizre Karayolları 95.Şube Şefliği önünde biraraya gelen Türk-İş ve Yol-İş Sendikası üyeleri yaşanan ekonomik sorunlar ve artan geçim sıkıntılarına dikkat çekmek için Türkiye genelinde, basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.
Türk-İş ve Yol-İş Sendikası üyeleri adına basın açıklaması yapan Murat Gelegen “Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tutmaya çalıştık. Ancak bir sonuç alamadık” dedi.
Gelegen yaptığı basın açıklamasında hayat pahalılığı, satın alma gücündeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu iş yerlerinde düzensiz ücretler, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı mülteci istihdamı gibi sorunlara değindi.
“Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin sefaleti artıyor”
Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamadıklarına vurgu yapan Gelegen, Cizre ve Şırnak gibi bir yerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor.
Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış… İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır.
Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz.”
“Ekonominin Kurbanları İşçiler olmamalı”
Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandığına vurgu yapan Gelegen, Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır.
Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır.
Ülkede gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar.
İşçiler 12 ay çalışmakta fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.
Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’te sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.