Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde maden şirketlerinin hedefindeki Hasandin Yaylası sakinleri, bir araya gelerek bölgenin maden ocağına çevrilmesine karşı yürüyüş yaptı.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası, tahmin edilen demir ve krom rezervleri nedeniyle yıllardır madden şirketlerinin hedefinde. Bölgeye askerler eşliğinde gelen bir madden şirketinin sondajla numune alması köylülerin tepkisine neden oldu.
Su ihtiyaçlarını yayladan karşılayan, hayvanlarını ve arılarını yayladan besleyen Nêrçik, Şînas, Dimilyan, Hêlin, Beyrok, İnika mahalle sakinlerinin sondaja karşı nöbet başlatmaları üzerine ise maden şirketi yayladan ayrılmak zorunda kaldı.
6 Köy Ve 60 Mezra Tehdit Altında
Bölgedeki 6 köy ve 60 mezranın yanı sıra Hazır Baba Türbesi maden tehdidiyle karşı karşıya. Nêrçik Mahallesi’nden Recep Aslanhan, yaşamlarının Haseddin Yaylası’nda geçtiğini belirtti. Bölgede arıcılık yapan Aslanhan, daha önce başlatılan maden arama çalışma ruhsatının İzmir merkezli faaliyet yürüten bir firmaya verildiğini söyledi.
İlçe kaymakamının bir buçuk ay önce Nêrçik, Şînas, Dimilyan, Beyrok mahalle muhtarlarıyla maden aramasına ilişkin toplantı yaptığını aktaran Aslanhan, bölge halkının maden istemediğini dile getirdi. Buna rağmen 3 gün önce askerlerle birlikte bölgeye gelen şirketin sondaj çalışması yürüttüğünü ifade eden Aslanhan, “Halk olarak bunu kabul etmiyoruz” dedi.
Madenin açılmasıyla birlikte bölgenin talan edileceğinin altını çizen Aslanhan, “Toprağımız bozulacak. Hayvanlarımız ve ailelerimiz buralarda yaşayamayacak. Saydığımız 6 mahalle doğrudan etkileniyor, ama Hasandin Pasur’un en yüksek dağı. Buradan sularımız diğer mahalle ve mezralara gidiyor. Burada dinamit patlasa, sondaj çalışsa bu sularımız hepsi zehir akacak. Sularımız zehirlenince hayvanlar, bitkiler, bizlerde zehirleneceğiz. Bize bir yaşam kalmayacak” ifadelerini kullandı.
“Bütün İlçe Zehirlenecek”
Madenle göçe zorlanacaklarını dile getiren Aslanhan, “Planlanan madenden bütün ilçe etkilenecek. Pasur Çay’ında bir baraj yaptılar. Bütün ilçe zarar gördü. Çay kenarında oturulmuyor, bir tane balık dahi kalmadı. Amaç buradaki yaşamı yok etmek. Birkaç kişinin menfaati için bu toprakları satıyorlar. Halkımızın toprağına sahip çıkmasını istiyoruzBir şirketin çıkarı için bu topraklar yok olmasın” diye belirtti.
“Madenin Kime Faydası Oldu”
Koçika Mahallesi’nden Suphi Çelik, bölgedeki binlerce insanın yaylada yapılan hayvancılıkla geçimini sağladığını dile getirdi. Çelik, “Burada bal üretiyoruz. Bugün maden başlarsa hayvancılık kalmayacak, su kalmayacak, yaşam alanı kalmayacak. Bu yaylalar bizimdir. Madenin hiçbir memlekete faydası yok ki bize olsun” dedi. Madeni kabul etmeyeceklerinin altını çizen Çelik, herkese de duyarlılık çağrısında bulundu.
“Su Olmazsa Yaşam da Olmaz”
Şînas Mahallesi’nden İsmail Yüce, 100 yıllardır bu topraklarda yaşadıklarını belirterek, şöyle dedi: “Yaşamımız, yaylamız, arılarımız, hayvancılığımız, komlarımızın hepsi burada. Burada maden çalışması başlarsa sadece insanlar değil hayvanlar, doğa yok olacak. Arıcılık, hayvancılık sona erecek. Annem 85 yaşında olmasına rağmen yayla dışında yaşayamıyor. Buradaki onlarca mahalle ve yüzlerce mezranın suyu bu yaylanın suyundan besleniyor.” Madenle birlikte sularının da yok edileceğini kaydeden Yüce, susuz bir yaşamın ise mümkün olamayacağını söyledi. Yüce, “İnsan, iki, üç insanın keyfi için kendi toprağına, kendi doğasına kendi insanına ihanet etmez. Bu iş şimdi durdurulmazsa yarın öbür gün çok geç olur. Buralara sahip çıkmamız lazım” dedi.
“Devlet de Olsa İzin Vermeyeceğiz”
Mahallesinde kurduğu çadırda buzağılara bakan 85 yaşındaki Serayi Yüce ise, bu toprakların baba ve atalarından kaldığının altını çizerek, “Bir şahıs gelip buraları bizden mi alacak? Buraları bizden alacak olan devlet, bizlere aynı yeri verebilecek mi?” sözleriyle tepkisini gösterdi. Maden istemediklerini vurgulayan Yüce, “Maden istemiyoruz. Biz de ruh olduğu sürece devlet de olsa, kim olursa olsun, izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Güneydoğu Ekspres