Evlilik ilişkisi; kadın ve erkeğin birliktelikte mekânı, zamanı, sevgiyi, duyguları, düşünceleri ve maddiyatı her anlamda paylaşmasıdır. Bu iki kişi bu kadar unsuru birlikte paylaşıyor ise ortak kararları neden paylaşmasın ki? Bunun aksi yaşandığı zaman şöyle ki erkek ya da kadının tek taraflı karar mekanizması olduğu bir ilişki ne kadar sağlıklı olabilir ve ne kadar uzun süreli olabilir? Örneğin; bir gemi tek kürekle ne kadar ilerleyebilir?
Evlilik ilişkisi kurulmadan önce çiftler, evliliğe ve evlilik ilişkisinin getirdiği değişimlere dair kaygılarını, evlilikten beklentilerini, ayrı ayrı değerlerini ve evlilikte bu değerleri nasıl yaşayıp, yaşatılacağını son olarak da ayrı ayrı kurallarını, sınırlarını ve bu kural ve sınırların, evlilikte nasıl işleteceğini detaylıca ve şeffaf biçimde oturup netleştirmeleri gerekir. Çünkü bir taraf A’ yı sever ve ister iken belki de diğer partner B’yi seviyor ve onu istiyordur. Kendi düşüncelerinizi ve doğrularınızı dayatmanız ya da çeşitli manipüle davranışlarla partnerinizi kendi kararlarınız doğrultusunda etkilemeniz, bir zaman sonra partnerinizde rahatsızlık durumu yaratabilir. Dolayısıyla karşı tarafı ve düşüncelerini dikkate almadan tek taraflı kararlar almak, partnerinizle olan ilişkinizde çatışmaları da beraberinde getirecektir. Çünkü durağanlığın ve tek düze alınan kararların hiçbir tarafa yararı olamaz. En başta şunu söylemeliyim ki iki kişiyi veya bir aileyi ilgilendiren bir konu tek bir kişinin iradesiyle yol alamaz. Çünkü tek başına alınan bir kararlaşma, diğer kişinin iradesini yok saymaktan başka bir şey değildir. Bu durum ise iletişimdeki öz saygıyı ve ilişkideki sınırları yok saymakla eş değerdir. Öz saygının ve sınırların olmadığı bir ilişkinin devamlılığı tartışılır.
Geçmişten günümüze ekonomik, toplumsal, kültürel ve çocuk gibi bireyleri mecbur kılan sebeplerden ötürü yürütülen evlilikler ne yazık ki yürüse de mutsuzluğun ve çatışmanın daim olduğu toksik ilişkiler yumağına dönüşür. Bu tarz bir evlilik ilişkisinden uzaklaşmak, ev içerisindeki bireyleri ilgilendiren maddi veya manevi her konuda ortak karar alınmasıyla mümkündür. Doğru ve sağlıklı iletişimde bu şekilde olmalıdır. Tek başına ne kadının kararları ne de erkeğin kararları anlaşılır bir ilişki tarzı değildir. Çatışmaya ve iletişimsizliğe sebep olmadan uygun ortamın ve ruh halinin korunduğu zamanlarda birbirini karşılıklı dinleyerek yapılan kararlaşmalar, mutluluğun, anlaşılmanın, ilişkiye ve partnerinize olan öz saygınızın göstergesi olmaktadır.
Sevgili okuyucular, hiç kimsenin mutsuzluğunda payınızın olmasını istemiyorsanız, partnerinizin iradesini dikkate almanız gerekir.
SEVGİLER