“Evlilikler aşkın bitmesinden değil, arkadaşlığın olmamasından biter.”
Nietzsche
Kadın ve erkek birlikte bir yola çıkarken, evliliği, ilk olarak içerisi muhteşem bir şekilde dekor edilmiş eşyalardan oluşan bir ev, mutfağından güzel kokular gelen bir yemek ve birlikteliğin meydana getirdiği çocuklar olarak düşünürler. Oysa kaçımız, bunların dışında, evliliğe dair kriterler belirleriz?
Birisiyle evlilik yapmaya niyetlendiğimizde: “Ben bu kişiyle ne kadar iletişim kurabilirim, kurduğum iletişim beni ne kadar doyurabilir? Birbirimizi yeterince tanıyor muyuz ve kişisel özelliklerimizin ne kadarını benimsiyoruz? Birlikte sohbet edebiliyor muyuz ya da konuştuğumuz konular, sadece evin ihtiyaçları ve çocuklar üzerine mi oluyor? ” Diye sorgulamalar yapıyor muyuz?
Evlilik ilişkimizi şekillendiren, bizlerin beklentileridir. Bir evi, içindekiler ve dışındakilerle birlikte kendimize yuva kıldığımız evlilikte, sohbet etmediğimiz, kendimize ve birbirimize zaman ayırmadığımız sürece bu yol bize hep sarp kayalık olacaktır. Dolayısıyla partnerler, evlilik yoluna girmeden önce kıymetli hocamız Doğan Cüceloğlu’nun da dediği gibi dört unsur üzerinde oturup konuşarak, netleşmeleri gerekir. Nedir bunlar peki?
1. Çiftlerin, evliliğe ve evlilik ilişkisinin getirdiği değişimlere dair kaygıları,
2. Çiftlerin, evlilikten beklentileri,
3. Çiftlerin, ayrı ayrı değerleri ve evlilikte bu değerleri nasıl yaşayıp, yaşatılacağı,
4. Çiftlerin, ayrı ayrı kuralları, sınırları ve bu kural ve sınırların evlilikte nasıl işleteceği,
Çiftler, evlilik ilişkisine girdiği süreçte, evlilik ve aile kurumuna dair uzmanlık bilgisine sahip bir aile danışmanından da destek alabilirler. Çünkü aile danışmanlığı, salt sorun odaklı psikoterapi süreci olmamakla birlikte daha sağlıklı ve mutlu aile ilişkileri için aile danışmanlığı gereklidir.
SEVGİLER