Yeni eğitim ve öğretim yılında hepinize merhaba sevgili okurlar????
Geçtiğimiz hafta okul öncesine ve birinci sınıfa başlayacak öğrencilerimiz için uyum haftası başladı. Bugün itibariyle de bütün çocuklar, eğitim ve öğretim hayatı başladı. Ebeveynler ve çocuklar, bu yeni dönemde de tıpkı geçmiş dönemlerde olduğu gibi endişenin, merakın ve heyecanın baskın olduğu ruh halleriyle birlikte yeni döneme girdiler. Dolayısıyla bu eğitim ve öğretim döneminde de “Bizleri neler bekliyor?” diyen anne ve babaların, iç sesini duyar gibiyim. Hadi biraz sakinleşerek, derin bir nefes alalım.
Sevgili anne ve babalar, eğitim ve öğretim bir bütün olarak devam eden bir süreçtir. Bu sebeple çocuklarımıza, her gün “ders çalış” ve “ödevini yaptın mı” diye serzenişlerde bulunmaktan ya da ödevleri yapma, okula gitme ve ders çalışma korkusuyla çocuklarımızın, her dediklerini yapmaktan vazgeçmeliyiz. Çünkü bu şekilde çocuklar, bu durumu kullanacak ve her geçen gün beklentiler artacaktır. Sağlıksız olan bu tutumun yerine derslere emek vererek, düzenli çalışmaları gerektiğini onlara ifade etmemiz gerekir. Bununla birlikte bu süreçte sorumluluk bilincini onlara yüklemek, biz anne ve babaların yapması gereken en doğru yaklaşımdır. Nitekim gerektiği biçimde uygun yöntemlerle kurulan iletişim dilimizin, çocuklarımız üzerinde etkili olacağı gibi başarı da kaçınılmaz olacaktır. Çünkü doğru kurulan iletişim sonrası başarı çorap söküğü gibi gelecektir.
Yapmamız gerekenleri kısaca özetlemek gerekirse;
◼️Israrla dile getirdiğim bir nokta var ki, bu da ebeveyn olarak çocuklarımıza, doğru model olmaktır. Bu ne demektir? Anne ve baba olarak önce bizler, üzerimizdeki sorumlulukları ve görevleri yerine getirmeliyiz ki çocuklarımızda bizleri örnek alabilsinler.
◼️Çocuğun, kendi sorumluluğunu almasına izin vermeliyiz. Çocuğumuz, ders çalışmamanın veya ödev yapmamanın sorumluluğunu mutlaka almalıdır. Bu konuda onlara kesinlikle tercih yapma imkânı sağlamalıyız. Çocuk kendi tercihini ve tercihinin sonucunu kendisi deneyimlemelidir ki kararını versin.
◼️Maddi ve manevi imkânımız dahilinde çocuğumuza destek olmalı ve bu desteği de mutlaka ona göstermemiz gerekir. Ancak bu destek bir şeyleri minnet etmek için ya da başa kakmak için değil sevdiğinizden dolayısıyla onların, en iyi ve güzel koşullarda yaşamaları için çabanızı yansıtmalısınız.
◼️Çocuğumuzu hırpalamadan, duygusal ve fiziksel istismara sebep olmadan, onlar için etkili ve verim sağlayacak çalışma yöntemleri belirlemeliyiz. Bunu yaparken de çocuğun istek ve duygularını dikkate alarak, mutlaka birlikte planlama yapmalıyız.
◼️Süreç içerisinde oluşabilecek, negatiflik ve başarısızlık karşısında asla bir başkasıyla kıyaslama yapmamalı ve çocuğun üstüne gitmemeliyiz. Bunun yerine çocukla konuşmalı, onu anlamalı, sebepler üzerine yoğunlaşmalı ve asla bir suçlu yaratmamalıyız. Çözüme dair hareket edilmelidir.
◼️Çocuğu, okul, müdür, öğretmen, başka bir kişi ya da unsur ile korkutmamalı ve çocuğunuzun sorumluluğunu rehber öğretmene ve sınıf öğretmeni de dâhil bir başkasına yüklememek gerekir.
◼️Elbette son olarak yapmamız gereken en önemli tutum ise ne olursa olsun eğitim süreci boyunca, çocuğumuzun yanında olmalıyız. O zaman istenilen sonuç veya başarı mutlaka yollarına çıkacaktır.
Bu meşakkatli süreçte, herkese bol şanslar diliyorum.
SEVGİLER