Okulların açıldığı günlerde haberlerin ve yorumların çoğu, eğitim – öğretim meseleleriyle ilgili olur. Yazıların ekserisi de eleştiri şeklindedir. Çocukların her bakımdan hayata hazırlanması yerine, sınavlara kısa yoldan hazırlanması iddiaları edilir. Çocukların moral, eğitim, sosyal ve kültürel manada yetiştirilmelerinin adeta unutulduğu yazılır.
Okulları bitirenlerin ne durumda bulundukları, gençlerimizden sıkça şikâyetlerimiz durumun vahametini göstermeye yeter.
Amiyane tabirle, adam gibi adam yetiştiremiyoruz.
Neden, mutlaka eğitim?
Bilindiği gibi, son yıllarda insanın beyinsel ya da zihinsel (IQ) zekâsından başka, duygusal (EQ) zekâsından da bahsedilmektedir.
Zihinsel zekâ, öğretim ile ilgilidir. İnsan, bununla bilgi öğrenir, ezberler, hatırlar vs…
Geçmiş yüzyıla kadar zihinsel zekâsı yüksek olanların ancak başarılı olabilecekleri var sayılırdı. Bu zekânın ölçülebileceğini de hemen hatırlatalım. Daha sonra, bu zekâsı yüksek olduğu halde başarısız olanların varlığı, öte yanda fazla yüksek olmayanların da başarılı olabildiğinin görülmesi, bilim adamlarını araştırmaya sevk etti. Araştırmalar sonucunda, zihinsel zekâ yanında başarıyı sağlayan diğer bazı değerlerin bulunduğu fark edildi. İşte buna, duygusal zekâ ismi verildi. Daha sonra, dünya çapında başarılı olanlar incelendiğinde, duygusal zekâlarının yüksek olduğu anlaşıldı.
Duygusal zekâsı yüksek olanların, sosyal ve kültürel seviyeleri yüksek olur. Toplumları iyi tanırlar. İnsanlarla iletişimleri çok iyidir. İtici değil, çekici bir duruşları vardır. Kendinden emin, mütevazı, dürüst, çalışkan, hoş sohbet, liderlik özelliklerine sahip olurlar. Kısaca, insanlarımızın “adam gibi adam” dedikleri gibidirler.
Burada, en önemli husus şudur;
Duygusal zekâ, eğitimle ilgilidir. Yani, duygusal zekâyı, eğitim çalışmalarıyla geliştirebiliriz.
Hatta denebilir ki, duygusal zekâ, eğitimle sağlanan yüksek meziyetlerdir.
Eğitim kurumları, aileler, çevre ve iletişim araçlarının önemi buradadır.
Maksat eğitim değilse, çocuklarımızı bu işin uzmanı kabul edilen öğretmenlere değil de, neden rast gele tahsil görmüş insanlara teslim etmiyoruz?
İnsan, zihinsel zekâ sayesinde gerekli bilgileri alır fakat onunla birlikte ve eğitim sayesinde duygusal zekâ ile hayata hazırlanır.
Eğitim ile çocuklarımıza, gerekli ve olumlu hasletleri kazandıramıyorsak, kuru bilgi vermenin bir faydası olmayacaktır. Belki de, diplomalı cahil yetiştirmiş olacağız. Ne demek istediğimizi, ülkenin bu günkü sıkıntılarına bakarak anlamak zor değil…
Önce eğitim… Ama mutlaka…
Önce insan. Sonra doktor, sonra öğretmen, sonra sanatçı, sonra iş adamı, sonra gazeteci, sonra…
Değil mi ya?