Hayatımızın ne kadar kolaylaştığının farkında mısınız?
Peçeleri kullan at.
Jileti kullan at. Çakmağı kullan at.
Bardakları, çatalları, kaşıkları ve hatta tabakları kullan at.
Su ya da kola şişesini kullan at.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Buraya kadar olanlar, hayatımızın birer gerçeği haline gelmiştir. İyi de olmuştur.
Ancak, “kullan-at” kültürü, hayatımızın her tarafına girmişse, oturup derin derin düşünmekte fayda vardır.
Mesela, bu kültür, sosyal hayatımıza girmişse, nasıl sonuçlar verebileceğini tahmin edebilirsiniz.
Bu kültür, dostluklarda varsa;
Bu kültür, ailede kol geziyorsa;
Bu kültür ticari hayatımıza kadar girmişse
Ve bu kültür, günlük hayatımızı tayin ediyorsa, toplumu ayakta tutan sosyal dengeler bozulur, toplumda çözülmeler başlar, insani (insanı, insan yapan) değerler ters yüz olmaya başlar.
Sonuçlarını düşünebiliyor musunuz?
Son yıllarda boşanma hadiselerinin gittikçe artmasını nasıl yorumlayalım?
En samimi arkadaşlıkların, basit bir sebepten dolayı hemen bitirilmesi nedendir?
Aile içi problemlerin arkasında hangi temel sebepler var?
Huzur evleri neden dolup taşmaktadır? Ya çocuk yuvaları?
Bu kültürün sosyal hayatımızda yaygınlaşması halinde İnsanlar diğer insanlara birer eşya gibi bakmaya ve bunlardan ne kazanabilirim diye hesapların içine girmeye başlarlar.
İnsanları, belirli faaliyetler ya da işler için gerekli ama geçici bir emtia olarak görürler.
Bu kültürle yetişenler; gezmeye birini yanıma alayım derken, sanki yanına otomobil alıyormuş gibi düşünmektedir. Gezi bitince her şey orada bitmiştir ve yanındaki kullanılmıştır. Artık atılabilir. Ya da kuruyemiş gibi…
‘Kullan at’ kültürünün yaygınlaştığı toplumlarda, çöp kutularında neler birikmiş bir bakalım;
Hoşgörü, dostluk, yardımlaşma, merhamet, doğruluk gibi değerler…
Bu değerleri çöpe atan toplumlarda arta kalanlar, aslında gerçek çöptür.
Belki, çöp bile değildir.
