Böyle zamanlarda ne yazılır, nasıl yazılır, hassas kalınabilir mi bilmiyorum. O yüzden uyarıyorum, ağzıma geleni söyleyeceğim kimse kusura bakmasın!
Gün gelir uyumaktan bile utanırsın. Eksi derecelerde betonların altında kalanları düşünürsün uyku haram olur. Yemek bile zehir olur. İşte öyle zamanlardan birindeyiz. Bugün köşe yazmaya değil şikayet etmeye, hesap sormaya geldim!
*
Görünen o ki onca yıl ders almamışız. Hiçbir şekilde depreme hazırlanmamışız. Ve en önemlisi şunu unutmuşuz:
Deprem öldürmez, hırsızlar öldürür!
Bina yapımlarında teknik, bilim, fizik yasaları, denetlemeler ve resmi kurallar geçerlidir.
İki bina yan yana…
Biri yerle bir, diğeri ayakta…
Demek ki yıkılanda rüşvet, hırsızlık, yağma ve talan kuralları kabul edilip uygulanmış, para cukkalanmış.
Depremin ne zaman olacağı bilinmediğinden hırsızlığın da ne zaman ayyuka çıkacağı belli olmuyor.
Ama bu sefer öyle ağır cezalar verilmeli ki hayatları boyunca rahat uyuyamasınlar.
Biz rahat uyuyamıyoruz ya hani onlar da uyumasın.
En ufak sallantıda sokağa ilk onlar kaçıyor.
Neden mi?
Çünkü kendi yaptıkları dairelere güvenmiyorlar.
Eee her parayı bulanın müteahhit olduğu ülkede hiç mi hırsız çıkmaz?
Nerede bunlar?
*
İnşaatlarıyla övündüğümüz ülkede şu an el birliğiyle battaniye, ısıtıcı arıyoruz.
Bu yardımları kim yapıyor peki?
Zenginler, inşaat sahipleri falan mı?
Hiç sanmam. Yine garibanlar atıyor elini cebine. Çünkü onlar biliyor durumun vehametini.
Vicdanı olanın vicdanı sızlıyor. Kendini onların yerine koyuyor.
Bu depremlerde daha geçen yıl yapılan apartmanlar yıkıldı. Nedeni tabii ki hırsızlıktı!
Bizim memlekette ev alırken fiyatına değil vakıf mı değil mi sorusu sorulur ilk önce. Peki kaçımız ev alırken şu vakıf olayını araştırdığımız kadar sağlamlığını araştırdık? Farkında değiliz ama kendimize birer beton mezar alıyorduk bari sağlamını alalım dedik mi?
Neyse…
Önce şu yaralarımızı saralım sonrasında yapılması gereken belli… Birileri bu işin hesabını vermeli!
*
Gelelim konumuza;
Hatırlar mısınız bilmem aylar öncesinde herkesin telefonuna deprem bildirimleri gitmiş, sirenler çalmış, her ilde çeşitli tatbikatlar yapılmıştı.
2 gün önce deprem oldu bırakın sireni, bildirimi falan şebekeler bile çekmedi!
Bizim vali de reklam seven bir AVM’nin içinde masanın altına girerek bakın arkadaşlar depremde böyle yapılır diye boy boy fotoğraf çektirmişti. Kimse de tamam tatbikat yapalım da şu imara, şu müteahhitlere bi el atalım dedi mi?
Demedi!
Niye demedi?
Orada bunu soracak gazeteci yoktu da ondan!
Bir program olduğunda kesin talimat gelmiş de Ne Haber Ajansını almayın demişler de ondan.
Niye demişler?
Zor sorular soruyorlar, gerçeği yazıyorlar, bunlar bizim başımıza dert açar diye gelmesin demişler. Tamam gelmeyelim zaten zaten meraklısı değiliz ama ne değişti peki?
Deprem hepimizi yıkmadı mı?
Siirt’te göçük olmadı ama tüm Siirt geceyi sokakta geçirmedi mi?
En yeni binalarda en lüks sitelerde oturanlar bile evlerine güvenemeyip sokaklara dökülmediler mi?
*
Siirt’te Afetevleri Mahallesini bildiniz mi?
Adı üstünde afet için yapılmış yeni binaların yoğunlukta olduğu mahalledir.
Bu depremde en çok çatlak, hasar fotoğrafları nerden geldi dersiniz?
Hemen söyleyeyim: AFETEVLERİ Mahallesinden!
Kimse çıkıp kardeşim buradaki binalar çok yeni, en güvenilir yerler hani burasıydı dedi mi?
Geceleri çıkıp şehri geziyoruz kim nerede, aç mı, açıkta mı, vatandaşlar ne diyor, evlerine girebiliyor mu diye. Akşam saatlerinde bu mahallede neredeyse ışık yanmıyor.
Niye biliyor musunuz?
O milyonlarca lira ödedikleri evlere güvenmiyorlar da ondan!
Binalar yapılırken yeteri kadar kontroller yapılıyor mu sizce?
Veya buralara imar verilirken, parayı bastırıp kat çıkılırken kimse de elini vicdanına koyuyor mu dersiniz?
Gömlek değiştirir gibi müdür değiştirenlere soralım:
Parası olanın bina diktiği bir memlekette hırsızları kim koruyup kolluyor?
Bu binalarda önlemler alınıyor mu durmadan soralım!
Her neyse.
Talihsiz bir memleket burası, talihsiz bir milletiz… Ders almayan zihniyet yıkılıyor, altında biz kalıyoruz.
Hırsız müteahhitler ağacın kurdu gibi içerden içeriden kemirdiler bizi, çökmesi kaçınılmazdı, altında kaldığımız enkaz bu aslında…
Okunan hepimizin selasıydı maalesef haberiniz olmadı!
