Helvacılar Çarşısı, Siirt’in en eski çarşısı. Enver Yüce de çarşının en eski esnaflarından biri. 1974 yılından beridir, küçük dükkanında saat tamir ediyor. Diğer bir tabirle akrebi yelkovanın peşinden koşturuyor.
Enver Yüce, saat tamirciliğine başladığında 16 yaşındaydı. Babasından mesleği öğrendikten sonra şehrin en işlek çarşısında dükkan açtı. Her ne kadar Helvacılar Çarşısı, eski işlek olduğu dönemleri yaşamıyor olsa bile birçok eski esnaf hala bu çarşıda. Enver Yüce de bu esnaflardan biri.
Beraber haberi yapacağımız Bünyamin Aybek ile dükkanın önüne gittiğimizde bir an için 4-5 metre karelik dükkana sığamayacağımızı ve kameralarımızı kuramayacağımızı düşündük. İçeri girdiğimizde Enver Yüce, eski esnaf arkadaşı Nedim Aydın ile oturuyordu. Nedim Aydın da kentte uzun yıllar radyo ve televizyon tamiri yapan esnaflardan biri.
Çarşının En Eski Esnafı
Kameralarımızı Enver Yüce’ye çeviriyoruz ve soruyoruz, “Mesleğe ne zaman başladın, kaç yıldır bu mesleği sürdürüyorsun?” Yüce, “Mesleğe 1974 yılında 16 yaşında iken başladım. Babamdan miras kalan mesleği 50 yıldır sürdürüyorum. Çarşıdaki en eski esnaflardan da biriyim” dedi.
Saat Takma Alışkanlığı Kayboldu
Yüce, tamircilik yaptığını daha önce saat de sattığını fakat birkaç yıldır bundan vazgeçtiğini ifade ediyor. Telefonlar çıktıktan sonra saat kullanma alışkanlığının kaybolduğuna dikkat çeken Yüce, alışanların ise hala saat kullandığını söylüyor. Korumalı, eski saatlerin yanı sıra pilli saatleri de tamir ettiğini belirten Yüce, akıllı saatlerden ise anlamadığını ve akıllı saatlerin tamir yapılamayacağını ifade ediyor.
Enver Yüce; emekli olduğunu, emeklilik ile zanaatını birleştirerek geçinebildiğini söylüyor ve sadece maaş veya zanaatla geçinmenin zor olduğunu ekliyor.
Kadim Bir Dost
Yüce ile röportajımızı tamamladıktan sonra kameralarımızı bu sefer de Nedim Aydın’a çeviriyoruz. Aydın’a Yüce ile tanışıklığı ve saat tamirciliği mesleğinin serüveni hakkındaki gözlemlerini soruyoruz. Aydın, Yüce ile meslek icabı tanışıklıklarının olduğunu ve aynı köyden olduklarını ifade ediyor. Aydın, yaşıt olduklarını, yaşıtlarının birbirlerini özlediğini ve geçlerle diyalog kurmakta da zorladıkları için sık sık görüştüklerini söylüyor.
“Zanaatın Kıymeti Vardı”
Kendisinin de eski radyo ve televizyon tamircisi olduğunu söyleyen Nedim Aydın; teknolojinin değiştiğini, yeni çıkan ürünlerin tamirlerinin daha kolay olduğunu belirtiyor. Bunun üzerine Aydın’a yeni tamircilerin yetişip yetişmediğini soruyoruz. Aydın’ın verdiği cevap şöyle:
“Şu anda kalifiye eleman yetiştiremiyoruz, kalfa yetiştiremiyoruz. Eskiden çıkarak vardı, adam getiriyordu çoğunu diyordu, ‘ben bunu okula göndersem ne olacak, okuyanlardan ne çıktı?’ Zanaat çok kıymetliydi. Çocuklarımızı bu zanaatla büyüttük. Zanaatın kıymeti vardı. Saatçi üç, dört taneydi, radyocu aynı şekilde.”
Röportajların ardından Enver Yüce, daha önce hayat hikayesinin haberlere konu olduğunu söyleyerek gazetede çıkan haberlerini bizlere gösteriyor. Yakın zamanda çıkan bir gazetede mesleği 50 yıldır sürdürdüğü yazıyor. 5 yıl öncesine ait diğer bir gazetede ise 45 yıldır saat tamirciliği yaptığı ifadesi yer alıyor.